Pazar, Mayıs 18, 2008

Boğaz Ağrım Kronikleşti mi Bilmem

Farklı bir sırayla dizilen fotoğraflar (Bilogır' ın cilvesi olsa gerek) hikayemin akışını değiştirdi ister istemez, yine de şimdi bakıyorum da bir konser fotoğrafıyla başlamak hiç de fena değil bu geçtiğimiz günleri özetlemek için. Fotoğrafımız Kumburgaz Pırinsıs Otel' in diskosundan. Diyorum da inanmıyorsunuz bir çalmadığımız yer TBMM kaldı diye, o da yakında olur belli olmaz. Ben de Emir Efendi kadar olmasa da joker müzisyen olarak hangi enstürmanda açık varsa onu çalıyordum, en şanslı olunacak ve en geçmişim olan enstürman olarak bas gitara denk geldim. Baya keyif aldım ne zamandır çalmadığım için, gençlikteki teorik ve pratiği günümüzdeki doğaçlama ve kulak deneyimine ekleyip üzerine bir de yepyeni bir repertuarı koyunca nasıl eğleniyor insan belli değil. Hayatımda hiç bu kadar dans ederek, hareket ederek ve şarkılara eşlik ederek bir enstürman çaldığımı hatırlamadığım gibi, hayatımın hiç bir anında da bu kadar coşabilen bir seyirciye çalacağımı da sanmam. Geceden aklımda kalan ise: "oy oy Eminem nedir bu güzellikler"
Hikayemizin başına dönmek gerekirse, gittikleri pek çok ortamda Emir Beyler olarak karşılanan bu iki gencimiz, yorucu bir mayıs ayının ardından bir kaç geceliğine de olsa şehrin sıkıntılı ve yorucu temposundan uzaklaşmak istemiş ve arabaya atlayıp Trakya yönüne kırmışlardır direksiyonu. (cümle devrilseydi keşke) Az gidip uz gitmişlerdir, yolculuk güzel, Dandadadan keyif verici ve kaliteli ötesidir. Pozlar ise gayet yahşidir. Gel gör ki bu gezide bile üzerlerinde gelecek konserlerin endişeleri vardır. Hayat zordur ama üstesinden de gelinebilir. Bilbo' nun da dediği gibi "Yol hiç bitmez, uzar gider."
Hikayenin orta kısmı ise biraz daha magazinel. Roxy' nin ikincisi olan ve şarkısıyla İstanbul' u sallayan Emir Yargın, ikinciliğini kutlamak için şehir dışında sessiz sakin bir dürümcüyü seçmiştir ve yanına da 2 arkadaşından fazlasını almaya üşenmiştir. Tam insanın aklına yahu insan adam gibi bir yemek ısmarlar be o kadar ödül aldı cümlesi gelirken, önümüze gelen karışık turşu tabağı da aslında Emir Yargın' ın ne denli bonkör ve yüce gönüllü olduğuna bir kanıttır. Şarkılarını hâlâ dinlemeyenlere "yuh" bile demiyorum, bundan sonraki her türlü uygun ortamda tıpkı Kumburgaz Pırinsıs' ta yaptığımız gibi bu şarkıları akustiş olarak da icra edeceğiz. Önümüzdeki günlerde derman kalırsa şayet bir mayıs ayı dökümü yapmak istiyor bu gönül şu biloğa, ya nasip.

5 yorum:

ferhat can dedi ki...

bu kolaj ikinin birinci fotoğrafında dükkanın önünde duran ve yola uzanan tabela bana seksenlerin disco danslarındaki o meşhur kafa hareketini hatırlatıyor.

ne güzel harekettir o ya.

Cansu dedi ki...

ee tabii müzisyen adamların hali başka oluyor,çoşun çoşturun:)

Hanife dedi ki...

Emir Yargın'ı burdan da tebrik ediyoruz o zaman,mtv'de de izledik hatta:))Kitleleri peşnden sürüklemekte kendisi:)

Emir dedi ki...

3 bolume 3 ayrı yorumum olacak.
1)ahh o şarkı geçişi nasıl bi geçişse benim gibi baterist bir davulcuyu ramazör bir davulcuya bağlatıp ayakta davul çaldırmıştır.
2)beraber yürrüdüğk biğz buğ yollardaağğğğ.
3)Bonkörüm tabi ama kumburgazda bi ora vardı gidilcek.lebi derya vardı da mı goturmedik.
ayrıca o teyzelere kaç lira ödedin figuran olarak?

Emir Bey dedi ki...

ferhat can : ne güzel insansın ferhat can, ne güzel komşuydun sen sabahat abla =P

cnslgy : sorma !

hanife : adam dünya çapında adam !

emir :
1-yakışır koçuma, düğün işlerine girelim
2-canım
3-teyzeler çok aldı, ayrıca varığın yeter evladım, fotoğrafa uysun diye öyle yazdım.