Pazar, Nisan 24, 2011

Ellerim Hep Düğmelerde *


Uçlarda geçirilen bir hafta sonunun daha sonuna geldik, bugün bir kaç kez tekrar ettiğim gibi hafta içi çok dinlendirici geçiyor ya, ondan hafta sonu iyice yorulalım diye uğraşıyoruz. Emir Yargın'ın klip çekimi bitti, izleyenleri Tokat'layan bir klip gelecek yakında. Bunun haricinde şunu bir kez daha anladım ki Kadıköy'ün mekan kültürü de müzik kültürü de Beyoğlu'ndan ileride. Bu hafta da çok yoğun geçecek, hafta sonu güzel olacak ama umarım. Sonraki hafta sonu da milyonlarca olay olacak aynı günde, Merve Hanım'ın doğum günü, anneler günü ve büyük ihtimalle Sakareller konseri. Sakareller demişken, konser videosu olmasa da, geçtiğimiz Mayıs ayında Peyote Müzik etiketiyle çıkan ilk albüm "Beş Dakika Daha"nın en sevdiğim parçasını paylaşayım, aşağıdaki yazıya gelen yorum üzerine,

Pazar, Nisan 17, 2011

Ah Yalan Dünya


Geçtiğimiz hafta neler yaptığımı tam hatırlamıyorum. Lakin Sakareller tarihimin en kötü konserini verdim diyebilirim. Bunun sebebi, benim hatalarım, saçmalamalarım değildi bu sefer, ilk kez kendi elimde olmayan ve o an çözemeyeceğim bir sıkıntı oldu, gitarın manyetik değiştirmeye yarayan mandallarında bir temassızlık vardı. İlk üç dört şarkı sürekli çatır çutur sesler geldi elektrik patlamaları gibi. Sonrasında azıcık geçti, bu sefer de mandalları değiştirdiğim için gitarın tonunu sevmedim falan filan. Her neyse çok keyifsiz çaldım, halbuki Peyote en sorunsuz, en alıştığım sahneydi. Neyse olacağı varmış diyelim. Bizden önce Toz ve Toz sahnedeydi, bitiriş şarkıları pek iyiydi. Solisti evvelden Seni Görmem İmkansız konserinde, davulcuyu da Richocet konserinde dinlemiştim, bir de Toz ve Toz olarak dinledim, iyi de oldu. Onlar da bizi dinlediler sanırım bir süre ama benim gitar sürekli çatırdadığı için çok fena keyifsizdim pek bakamadım, yine de dinleyen herkese teşekkürler!


Hafta içi her gün 5 saat uyuduğum yetmiyormuş gibi, Cuma gecesi konser sonrası üç buçuk saat uyudum, sonra sabah Kartal'a gittik. Kulübün aktivitesi vardı, çocuklara diş sağlığı eğitimi verdik. Sonra eve geldik, genel merkeze geçip orkestra provası yaptık, sonunda bu sabah uyudum. Azıcık müzik dinledim, Merve Hanım'la görüştüm kendisi elektronik müzik işine girmiş bugün, şimdi de Behzat Ç. izliyorum. Yeni bir şarkı üzerinde çalışmalar yapıyorum. Hayat eskisine oranla, çok daha hızlı geçer oldu. Neden öyle oldu anlamıyorum, bu hızda gidersem çabuk yaşlanırım. Nada'nın albümünü de bu yılın en iyileri arasına koyuyorum bu arada. Aklınızda olsun, albümün ismi Oda. Bakalım bu hafta bize neler getirecek.Taşoda konseri ne iyi konsermiş diyorum videolarını izledikçe, tekrar öyle konserler vermek de nasip olur umarım. Mayıs Sakareller için yoğun geçecek, umarım bir daha çözemeyeceğim bir sorun yaşamam, güzel geçer hep konserler.

Fotoğrafı, öncelikle geçen günlerde doğum günü olan İmre Hanım'a, sonra da arkada fotoğraf bombalamada dünya devi olan Nil İpek Hanım ve Ali Bey'e armağan ediyorum.

Salı, Nisan 12, 2011

Sandık


Allah sizi inandırsın, bilok yazacak vakit kalmıyor bazen. Deseler 2005'te, böyle günler gelecek, insanların bilok yazacak vakti olmayacak, inanır mıydım? İnanırdım. Pek çok olay vuku buldu bu yazmadığım esnada. Hızlıca geçecek olursak, Merve Hanım ve Emir Yargın efendi ile Nada konserine gittik, iyi ki de gittik. Bunla ilgili bir sayfa yazı yazılır ayrıca ama grubun üçte biri beni görmezden geldi ona bozuldum, hahah. Mispis konseri geçti bir adet, her zamanki havalılığında, Nişantaşı'nda devam etti gece, sabah bilinçsizce kalktım. Anne hanım Antalya'ya gittiğinden bir kaç gün böyle geçti. Emir Yargın Efendi'nin sahnesine yakışayım, hareketli gitarist olayım diye odada atlayıp zıplarken belimi sakatladım. Bravo. Yeni yeni geçiyor, Sakareller provası yaptım. A Hanım, Emre Bey ve Kerem Bey'le tanıştım. Hayat enteresan! Birlikte Arkaoda'da noise'lara gark olduk aylar belki de seneler sonra. Bundan evvel aynı gün Merve Hanım'la araba yıkadık, pek değişik oldu, özellikle çıkar çıkmaz yağmur yağması. Araba tekrar çamur olunca da hava güneş açtı! Sonra Koşuyolu, sonra Fenerbahçe, keyifli bir koşturmaca. Bugün Oyungezer dergisinden Damla Hanım ve kameralı dostu Sakareller'le röportaj yaptı, o da keyifli geçti, yani eğlendik aslında, sonrasında da Nada'nın albümünü aldım, daha dinleyemedim o ayrı. Yarın akşam Karga'da Kompile Karga 2'nin lansman partisi varmış, hani içinde Sanık'ın da olduğu albüm, bir gidip bakacağız. Biz girince Sandık çalmazlarsa, çıkar dönerim. Cuma akşamı ise Peyote'deyiz Sakareller'ce. Toz ve Toz ile birlikte, cumartesi ve pazara şimdiden değinmeyeyim yazarken yoruldum keza.


Pazar, Nisan 03, 2011

Mühim Bağlantılar


Emir Yargın:
Popsıtar adayımız Emir Yargın efendinin albümü çok yakında çıkıyor! Albümün ilk klibi de Tokat parçasına geliyor. Biz de elimizden gelen ufak tefek desteği göstermeye çalışıyoruz dostumuza. Serdar Bey vardı, hayatımda ilk kez bir oyuncuyu canlı ve yakın mesafeden oynarken gördüm, inanılmazdı. Böyle bir karizma yok, tanıştığım için gurur duydum. Rol arkadaşlarım Haluk Can Bey ve Mustafa Bey'di. Melis Hanım'ı da söylemeden geçmek olmaz. Bu adamı takip edin derim:

Long Way From Home:
Bir diğer dostumuz Levent Bey'in pek sevdiğimiz projesi Long Way From Home bir diğer adıyla Istanbul Acoustic Sessions. Şimdiye kadar, Midlake, Melissa Auf Der Maur, Oi Va Voi ve Ólafur Arnalds'ın canlı çekimlerini paylaştı. Pek çoğunu daha çekti, fırsatı oldukça yayınlıyor. Pek güzel videolar, gerçekten müziğin canlı ve samimi yapılmış hali ayrı, bunu yansıtabildiğini düşünüyorum Long Way From Home videolarının. Bu projeyi de takip edin bence.

Sakareller - Sandık:
Gelelim piyasanın en tarz gruplarından Sakareller'le ilgili gelişmelere. Benim de bir parçası olduğum Türk Rok piyasasının nadide gruplarından Sakareller'in daha önce hiç bir yerde yayınlanmamış şarkısı Sandık, Karga'nın toplama albümünün ilk şarkısı olarak piyasaya çıktı. Şarkının benim için önemi, kayıtlarında ve bestelenme sürecinde aktif rol oynadığım ilk Sakareller şarkısı olması, gitar ve vokal kayıtlarında benim de payım var yani. Bu iki cd'lik toplama albümde İstanbul'un birbirinden farklı gruplarının birbirinden hoş şarkılarını bulacaksınız. Yora, Soaked, Seni Görmem İmkansız, Post Dial gibi camiada tanınan pek çok grubun da katkı sağladığı bu albümün en güzel yanı da internetten ücretsiz indirilebiliyor olması. Buraya tıklayıp, sizler de indirebilirsiniz. Sakareller'i ise takip etmek için:

Nada:
Bu hafta gitmek gereken etkinlikler nelerdir diye sorarsanız şu ikisini tavsiye edebilirim gönül rahatlığıyla. Birincisi salı gecesi Babylon sahnesinde Nada olacak. Nada, benim eskiden beri severek takip ettiğim bir grup. Kendime şu yönüyle örnek alırım Nada'yı, onlar da yaratıcı insanlardan. Toplasan 5-6 kişi ama hepsi de birbirinden güzel birbirinden ayrı projeler içerisinde insanlar. Genişçe bir müzik ailesi gibi bir tanım yazıyordu ekşi sözlük'te sanırım. Neyse yeni abümleri çıktı, ya da albümleri yeni çıktı diyeyim. Hatta Gece Düştü isimli şarkılarına klip de çekmişler, döndürüp döndürüp dinliyorum, şiddetle tavsiye ediyorum, yeterince iyi bir çocuk olursanız Buket Hanım'ı bile görürsünüz klipte: Buyurun buraya.

Mispis:
Haftanın ikinci etkinliği ise piyasadaki en favori grubum Mispis. Kendileri her zamanki gibi Peyote sahnesinde olacaklar çarşamba akşamı. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum adamlar canavar gibi müzik yapıyorlar, müzikle ilgilenen, müziksever herkesin gelmesini isterim bu konsere, bu adamları canlı dinlemenin keyfi apayrı. Bu adamları da takip etmek için gerekli bağlantılar şunlardır:

Lemur:
Yarışmanın finaline kalamadığı için müzik piyasasına olan inancımı iyice yitirmeme vesile olmuş grubumuz Lemur var bir de. 27 Nisan'da da onların konseri olacak, şimdiden söylüyorum ki planlarınızı ona göre yapın. Bir de tam buraya tıklayın kayıtlarını ücretsiz edinin, keza bir alt yazıda da bu değerli kayıtlardan bahsettim, bir Kesir olsun bir Şehir olsun bunlar kolay çıkmıyor günümüzde. Bu güzel grubumuzu da takip etmek için buralara göz atın:

Emir Bey:
Son olarak el emeğimiz göz nurumuz Emir Bey'in son videosundan bahsedeyim. Ceren Hanım ile konuşmuştuk bir zaman, demiştik ki bir kayıt yapalım fırsatımız olunca diye, o fırsatı bize Umut Bey'in değerli dostu Toros Bey yarattı, bize evini açarak. Denize yakın ev kavramı Antalya'dan başka yerde yoktur diyordum, yanılmışım. Toros Bey pek başarılı bir piyanist, Ceren Hanım da pek güzel şarkı söylüyor, Umut Bey kaptı kontrbasını, ben de gitarımı, toplanıp bir Sertab Erener parçası çaldık: Bahçede. Umarım beğenirsiniz. Takip mecralarımız buralar: