Pazar, Mayıs 29, 2011

Pembe Şemsiye



Her insan hayatında kısa bir süre de olsa rock star olurmuş derler, bir devrin daha sonuna mı geldik acaba diye düşünmeden edemiyorum. Dün gecenin bir vakti Barış Bey'le Tünel'den Karaköy'e doğru koşarken -gerçekten koşarken- elimde bir de pembe şemsiye vardı. Şeker pembesi. İşte hayat böyle bazen, insanı kolayca açıklayamayacağı durumlara sürüklüyor. Gözlemci ve hızlı düşünen görgü tanıkları için sayfalarca hikayeye konu olabilirdim yani. Ben böyle bir şey görsem güzel bir hikaye yazardım en azından. Gençler tembel azizim. Hafta sonunu da hafta içi kadar yoğun geçirmekte üzerime yok gerçekten. Ama dedikleri gibi. "Belki de en zor zanaat basit yaşamak hayatı..." Büyümek biraz yorucu, biraz kırıcı, biraz asosyalleştirici, biraz da zor. Hep cesur, hep kararlı da olmak lazım, hep ben güçlüyüm imajı çizmek lazım. Siz siz olun. Bu cümle de bana en iyi yazıları yazan şu adam'ı hatırlattı. Bir de şu video'yu izledim geçen gün etkilendim, sene kaç yahu! Başlığa ithâfen aşağıdaki şarkı en sevdiğim gruptan tüm sevenlerine gelsin:

Salı, Mayıs 24, 2011

Âlâ



Yahu hayat bazen milyonlarca angarya ve keyifsizlikle doluyor ya, hep dua etmek lazım ki bu durumlar "bazen/nadiren" olmaya devam etsin. Sanmayın ki kötü bir şey geldi başıma. Sadece sonsuza dek böyle mi geçecek hayatım dediğim günler oluyor bazen. Rokstar olmadan adam çarpmak lazım biraz. Neyse Emir Yargın gitgide geniş kitlelerce tanınıyor yeni albümü ve klibiyle, siz ne duruyorsunuz onu beğenmek için anlamadım ki? Buyrun burdan beğenin. Geçen gün BÜTMK (yani bizim Türk Müziği Kulübü) bana ve bir grup mezununa plaket verdi. Üzerinde baya komik bir iki ayrıntı var ama esas olarak beni Türk Müziği'ne katkılarımdan ötürü (tırnak kadar olabildiyse ne âlâ) tebrik ediyor ve müziğe devam etmeye teşvik ediyor. Bu açıdan gurur verici. Diğer fotoğrafta ise Nil İpek Hanım'la hunharca back vokal yapıyoruz. Böyle de ışık hızıyla konu değiştirir yazıyı noktalarım.


Pazartesi, Mayıs 23, 2011

Emir Yargın'dan Türk Müzik Piyasasına Bir "Tokat"



Not: Çok resmi formatta bir yazı oldu, korkmayın hep vakitsizlikten oluyor, çünkü bültenlerinden yararlandım sanki kendim yazmışçasına hayasızca.


Emir Yargın heyecanla beklenen ilk albümü Tokat’ı geçtiğimiz günlerde yayınladı. Albümde Emir Yargın’a senelerdir birlikte müzik yaptığı, farklı projeleriyle ismini duyurmuş pek çok müzisyen eşlik etti. Albümde Yargın’a eşlik eden müzisyenler başta Onor Bumbum olmak üzere, (bendeniz) Emir Aksoy, Nil İpek Hülagü, Umut Şimşekli, Nurtun Şarman, lansman konserinde de sanatçıyı sahnede yalnız bırakmayarak, müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattı.

Kuzu Müzik’ten çıkan Tokat albümü www.kuzumuzik.com adresinden ücretsiz olarak dinlenebiliyor ve satın alınıp indirilebiliyor. Ghetto’da gerçekleştirilen lansman konseriyle tanıtımı yapılan albüm, müzik piyasalarına yepyeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Tokat albümü, sıra dışı 8 şarkıdan oluşuyor. Emir Yargın şarkılarıyla dinleyenleri farklı mekanlara götürüyor ve farklı karakterlerle tanıştırıyor, bunları yaparken de gerçek hayata göndermeler yapmayı ihmal etmiyor. Yaptığı müziği “yenilikçi pop” olarak tanımlayan Yargın; enerjisi, tarzı ve müziğiyle Türkiye’nin ve dünyanın yeni popstar’ı olmaya adaylığını koyuyor.

Gecenin başlangıcında lansman konserine gelenlere özel, albümün çıkış şarkısı Tokat’a çekilen klibin ilk gösterimi gerçekleştirildi. Tokat şarkısı, farklı ve eğlenceli klibiyle de çok konuşuluyor. İsmet Kurtuluş’un yönetmenliğinde çekilen klibin başrolünde ünlü oyuncu Serdar Deniz yer alıyor. Televizyon kanalları ve internet üzerinden yayınlanan klip, kaliteli çekimleri, samimi oyuncuları ve sürpriz konuklarıyla müzikseverlere “yenilikçi pop” tanımı hakkında da bir fikir veriyor.


Klibi de koyalım tam olsun:


Emir Yargın - Tokat from emir yargin on Vimeo.


Yönetmen: İsmet Kurtuluş
Oyuncular: Serdar Deniz, Emir Aksoy, Haluk Can Dizdaroğlu, Mustafa Özkurt, Melis Sincer
Robotlar: Orkun Kont, Yeşim Tunç, Pelin Aslan
Styling: Buğra Özalp
Görüntü Yönetmeni: Oytun Orgül
Görsel Efektler: Hazal Giraygil
Koreografi: Yeşim Tunç
Prodüktor: Emir Yargın


Emir Yargın kliple ilgili şunları söyledi:


"4 ayrı günde yapılan çekimlerde fazlasıyla yorulduk ve eğlendik. Babam Cemal Yargın ve ben, ağabeyim Bahadır Yargın'ın tasarladığı kostümlerde kullanılacak aksesuarları bulmak için tüm Eminönü esnafıyla haşır neşir olup güzel dostluklar elde ettik. Bir çok kez ellerimiz yandı, tekrar tekrar yaptık ve bozduk. Usta oyuncu Serdar Deniz klibin kötü adamı rolünde oynayarak mafya babasını canlandırdı. İç mekan çekimleri Cumhur Kaplan’a ait 'ISTUDYO'da gerçekleşti, klip için kilolarca geri dönüştürülmüş Kraft kağıdı kullanıldı. Robot Dostlarım çekimlerde çok acı çekti. Galata Köprüsü sahnelerinde halk robotlara yoğun ilgi gösterdi. Eğer yeterince dikkatliyseniz klipte Onor Bumbum'u bile görebilirsiniz. =) Ve sonunda Tokat huzurlarınızda! Bu yolculuğa benimle birlikte çıkan herkese çok teşekkürler!"

Yayınlandığı televizyon kanalları ve paylaşıldığı internet sitelerinde şimdiden büyük ilgiyle karşılanan klip, müzikseverlerden olumlu tepkiler alıyor. Şarkı sözlerindeki hikayenin doğrudan senaryoya yansıtıldığı klipte, sokaklardaki ve içimizdeki şiddete gönderme yapılıyor. Emir Yargın’ın, kıyafetlerinden saçına, kendi tasarımı olan kolyelerinden ayakkabısına kadar her yönüyle dikkat çekici olan imajı, klibin karşılaştığı ilgiliyi açıklayan etmenlerden biri oluyor.


Emir Yargın kimdir?

1988'de Ankara'da doğdu,
13 yaşında davul çalmaya başladı,
Lise yılları boyunca pek çok konserde davulcu olarak yer aldı,
Plato Film’in “Rüzgarlı Tepe” adlı uzun metrajlı filminde yardımcı erkek oyuncu rolünde oynadı.
Seneryosu kendine ait olan ve başrolünü üstlendiği “Çay” isimli kısa filmi İstanbul Erkek Lisesi Kısa Film Yarışması'nda ödül aldı,
İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nü tamamladı,
Öğrencilik yılları boyunca pek çok farklı müzik grubunda solist ve davulcu olarak yer aldı,
Reklam filmlerinde rol aldı,
Türkçe sözlü pop şarkıları yazıp bestelemeye başladı,
Şarkılarının kayıt sürecinde Onor Bumbum’la çalıştı,
“Origami” adlı şarkısı 2010 Japon-Türk Dostluk Yılı kapsamında Japon Konsolosluğu'nun arşivlerine girdi,
Onor Bumbum'la elektronik altyapılı dans müziği icra ettikleri The Bananas grubunu kurdu, İstanbul, Antalya, Adana, Bursa ve Eskişehir gibi pek çok şehrin popüler mekanlarında konserler verdi,
“Fucker Discotheque” isimli şarkıları ve şarkının eğlenceli klibi internette büyük ilgi gördü,
Yaptığı viral videolar internette büyük ilgi gördü ulusal televizyon kanallarında yer aldı.


Emir Yargın Hakkında:
www.emiryargin.com
www.facebook.com/emiryarginfan
http://twitter.com/EmirYargin


Pazar, Mayıs 15, 2011

Bavul *


Geçtiğimiz hafta yine nice olaylarla doluydu. Ahaha bu giriş tam bir evet çok farklı bir insanım bu yüzden de çok takip edilmesi gereken bir blogger'ım girişi oldu. Her neyse yoğun geçen bir haftayı daha geride bırakmışken, bazı konuların üzerinden geçmeliyim diye düşündüm.

Evvela, bizim bu yakanın otobüslerinin durakları söyleme konusundaki yavaş yavaş alıştığım ısrarları, geçen gün beni baya eğlendirdi. Otobüs zaten Ikarus (hayır sevmediğimden değil aksine en sevdiğim otobüs bunlar) bu da demek oluyor ki benimle yaşıt da olabilir biraz daha benden genç olabilir ve son teknoloji şekilde durak isimlerini okuyor falan. Neyse tabi bunlar güzel şeyler ama Şükrü Saraç Oğlu Staaaadı deyince olmadı. Otobüsün içinde 2 teyze ve ben baya güldük. Alman ekolü diyeceğim ama Macar olsa gerek Ikarus'lar. Şıtaaaad diyecek utanmasa. Bir diğer otobüsle ilgili hayalim, daha doğrusu tüm toplu taşımada olur bu, inerken pardon, afedersiniz gibi kelimeler yerine, "bana müsaade" diyerek inme isteği.

Geçtiğimiz hafta vapurda yürüyüşten gelen karma bir grup sol örgütlü genç gördüm, benden daha küçük yaşlardadırlar diye düşündüm. "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm" diye çok güzel bir slogan attılar. Daha doğrusu attıkları sloganlar, arasında benim en hoşuma giden buydu. Bir de Ebru Hanım'ın bu yazısı ve sonundaki etkileyici video var.

Gelelim geçtiğimiz haftanın konser programına. En değerli dostlarımdan Emir Yargın'ın albümü artık resmen çıktı. Tokat isimli müthiş albüm 8 adet birbirinden güzel şarkıdan oluşuyor. Lansman konserinde, sahnede Emir Yargın'ın yanı sıra, Onor Bumbum, ben, Nil İpek Hanım, Umut Bey ve Nurtun Bey vardı. Hayatımın en keyifli bir kaç konserinden biriydi, en eğlenceli konseri olduğu ise şüphe götürmez. Konser öncesi bizim de yer aldığımız müthiş keyifli Tokat klibinin de ilk gösterimi yapıldı. Bence seyircilerden tam not aldı bu gösterim. Ardından sahne başladı. Tokat gösterimini de Emir Yargın'ı da ben anons ettim ki bu ayrıca keyifliydi. Konser dediğim gibi muazzamdı, gerek ses olsun, gerek sahnedeki enerji. Hayatımın en çok hareket ettiğim konseriydi, 6 şişe su içtim 1 saatte, bu açıklayıcı olmuştur. Robot dostlarımız da Tokat şarkısında bizi yalnız bırakmadılar. DHA'ya sızan görseli de burada paylaşarak bu sözümü kanıtlıyorum. Her şeyiyle müthiş bir geceydi. Ghetto'yu doldurmak kolay iş değildir. Albümün tamamını buradan dinleyin, Emir Yargın'ı da buradan takip edin!


Cuma gününe geldiğimizde bu sefer bir başka konser ile karşı karşıyaydık. Sakareller olarak İTÜ Taşkışla Şenliği'nde sahne alacaktık. Soundcheck, şudur budur dostların yardımıyla bir şekilde halloldu ve ben işten geç çıkmama rağmen yetişebildim. Biraz Yora dinleme şansım bile oldu. Bu sene festivallerden yana şanssızız. Taşoda'da da 15-20 kişi dinlemişti, zaten buz gibi hava ve anneler günü sebebiyle her sene binlerce kişinin olduğu çimlerde ancak bir kaç yüz kişi vardı. Taşkışla'da da durum pek farklı değildi, daha kalabalıktı ama dinleyen, sahne önüne yanaşan insan sayısı pek fazla değildi. Yine de güzel güzel çaldık söyledik, daha az üşüdüm Taşoda'dan. Bizden sonra Sahte Rakı'yı dinledim. Çoook keyifli ve çok yönüyle takdire şayan bir grup. Zaten Emre Bey'in çalması yeterken, bir de Emir Ağabey ve Ozan Bey sahnedeydi. Mızıkacı, basçı, davulcu herkes çok keyifliydi. Solist ise hayatımda gördüğüm en başarılı frontman'lerden biriydi. Gerek sesi, gerek 2-3 şarkıda seyirciyi avcunun içine alışı ve tüm kalabalığı sahne önüne çekişi, tek kelimeyle çok çok çok keyifliydi. Zebrass'tan sonra dinlenecek cover grubu kalmadı piyasada artık derken, gerektiği zamanlar için gayet güzeline denk gelmiş olduk böylece.

Sonra diğerleri çıktı sahneye, yaptıkları müzik ile çektikleri seyircinin orantısızlığına hep üzüleceğim sanırım ama bunu dile getirdikçe kıskanç yaftasından öteye de ilerleyemiyorum. Ne yapalım, büyük pazarlama projeleri büyük kitlelerce sahiplenilip ateşle savunuluyor. Adam Smith'in dediği gibi "laissez faire".

Dün ise bir dişçi ziyareti yaptık annemle. Derya Abla ve Yusuf Ağabey'i görmüş olduk. Dişlerimle ilgili hafif endişelendiren bir iki şey öğrendim. Sonra endişelerimiz yatışsın diye ailece Moda'ya gidip bir öğle yemeği yedik ve çay patlattık. Sonrasında da Merve Hanım'cığımla Kuzguncuk ve Beylerbeyi turuna çıktık. Çok güzel bir gündü dün, ilk kez baharın geldiğini hissettim. Merve Hanım'cığım da çok güzeldi laf aramızda. Akşam da Merve Hanım, ağabey ve ben benim tek gittiğim sinema filmi serisi olan Hızlı ve Öfkeli'nin beşincisine gittik. Favellas görmeyeli olmuştu baya bir filmde, iyi oldu. Biraz abartılı da olsa serinin iyi filmlerindendi. Sonra telefonumu sinemada unuttuğumuz için geceyarısı bir tur dah döndük oraya ama olsun. Bugün ise yeni ve güzel bir gün daha bizi bekliyor. Bakalım kahramanımız Ash gelecek bölümde nelerle karşılaşacak?

Bu arada Ceylan Ertem'in Soluk albümünü almış bulundum, gerçekten çok da iyi oldu çok da güzel oldu, ama tek üzüldüğüm şey, ben ki bu kadını takip eder severim senelerdir, benim bile doğru düzgün haberim yok geçen sene çıkan bu albümden, bana mı yazıklar olsun, müzik piyasasına mı bilemedim. Aldığım diğer iki albüm ise Tanju Duru'nun (Allah rahmet eylesin.) Duru Zamanlar albümü ve Bülent Ortaçgil'in Eski Defterler albümü. Komik bir şekilde ilk dinlediğim Bülent Ortaçgil albümü de bu. Bu üç albümü de kefilim. Başka bir albüm niyetiyle girmiştim D&R'a bunları alıp çıktım ama o niyetlendiğim albüme de kefil olacağım zamanı gelince.

* Derinlerde bir yerde
Boğulsam bile bile
Seçtiğim yoldur bu
Seve seve yorulduğum

Çarşamba, Mayıs 11, 2011

Perşembe ve Cuma



Merhabalar efendiler,
Bu hafta perşembe ve cuma günü iki ayrı konser var,
sizleri haberdar etmek istedim, gelmeyeni hırpalıyoruz.



12 Mayıs Perşembe // Emir Yargın "Tokat" Albüm Lansmanı @ Ghetto



10 senedir birlikte müzik yaptığım kadim dostum kendi albümünü yayınlıyor,
ben de sahnede ona eşlik edeceğim, elektronik öğeler içeren yaratıcı
pop müzik, danse etmeye, eğlenmeye uygun. Saat tam 22.00'de
Ghetto'da olacak konser, lansman olduğu için uzun sürmez ama
çok keyifli olacak gibi. İstediğiniz kadar davetiyem mevcut.

http://www.ghettoist.net/tr/etkinlik/emir-yargin-tokat-album-lansman-konseri-236/




13 Mayıs Cuma // Sakareller @ İTÜ Taşkışla Bahar Şenliği



2003'te kurulmuş Türkçe sözlü bence yaratıcı bir rock müzik yapan
Sakareller'in konseri bu da. 2010 Mayıs'ta ilk albüm "Beş Dakika Daha"
yayınlanmıştı ben de geçen yaz dahil olmuştum gruba Uğur Bey'in yerine,
o gece 5 grup çıkacak sanırım saat 20.00 - 21.00 arası
sahnede biz olacağız, kampüs de yakın, etkinlik de ücretsiz.

http://bant.tv/news/?p=1205



Sevgiler, saygılar.


Perşembe, Mayıs 05, 2011

Oda *



İnsanoğlu kuş misali, hayat da puşt...

"Bir yalan uydurdum kendime söyler dururum ben
Bu geceyi atlat, yarınlar çok güzel olacak."