Pazartesi, Eylül 18, 2017

Karşılaştığım Müzikler #0019 || 170918


İnsanın tek çalışmadığı gün Pazar olunca, hayatın tüm yapılması gerekenleri de o güne binince yeni müzik yazısı yazma konusunda ayda bir ortalamamı bile tutturamaz oldum. Arada bir tane Müziğe Dair #0004 || Pilgrim's Paradox yazısı yazdım gerçi ama onu da bu Karşılaştığım Müzikler'i yazmaya vaktim olmadığı için tekli olarak yayınladım.

İki yazı arasındaki vakit açıldıkça haliyle yazının kapsamı da genişliyor, paylaşılacak şarkılar da artıyor ve yazılar iyice göz korkutucu (en azından benim için) boyutlara ulaşıyorlar. Ancak azmettim, bu yazıyı bu gece sabahlamak pahasına bitireceğim. Yazının beşte ikisini birkaç hafta önce yazmıştım, kalanını da gece 3 olmadan bitirdim evet.

Image may contain: 1 person, closeup

Zaten serinin 20. yazısı -yani bir sonraki yazı- belki de bu uzun listelerin sonunu getiren yazı olacak, yeni şarkılar keşfetmeye ve onları paylaşmaya devam edeceğim tabii ama belki biraz daha basit bir formatta, neyse onu da 20. yazıda anlatırım. Buyurun müziklere geçelim. Bakalım yaklaşık son iki aydır kimlerle karşılaşmışım...

---

1. Hakan Yılmaz - Dut Ağacı


Hakan Yılmaz, üniversitedeki profesörlerimizden biriydi, kendisinden iki ya da üç ders aldım diye hatırlıyorum. Abuk bir özel üniversitedeki bir grup öğrenciyi anlatırken "uzun paltolu, kirli sakallı, derste arkalarda oturup sürekli telefonla konuşup telefonda sadece 'hallederiz' diyen low iq high ideology tiplerdi" demişti. Hâlâ ülkenin yarıdan çoğu için kullandığım bir ifadedir bu kalıp. Müzisyen olduğunu hayli geç öğrendim. Ezginin Günlüğü'nün kurucularından biri, grubun Sabah Türküsü, Alagözlü Yar ve Doğu Türküleri albümlerinin solistiymiş. Ben bunları öğrendikten ve mezun olduktan sonra 2015'te Hakan Hoca Sen Yoktun adlı bir solo albüm yayınlamıştı. Yukarıdaki Dut Ağacı adlı güzide Azeri türküsünü yorumladığı Türkülerle Yeniden albümü ise bu ay içinde Ada Müzik etiketiyle yayınlandı. Dinlerseniz hak vereceksiniz pek güzel dupduru bir yorum, sizi ülkenin derdinden koparıyor, müziğin her şeyden bağımsız diyarlarına götürüyor. Yakındır Spotify'a da gelir, şimdilik sanıyorum iTunes ve müzik marketlerden ulaşılabiliyor albüme. Bir de kendisi bana göre bu ülkede yapılmış en anlamlı şarkılardan biri olan rahmetli Tanju Duru'nun Raylar Boyunca'sının da söz yazarıdır. Şarkı neyi anlatır, niye anlatır buyurun onu da siz keşfedin.

2. Sudden Beach - The Reason


Öncelikle yasal uyarımızı yapalım, video sara hastaları için tehlikeli olabilir. Sonra da devam edelim, Sudden Beach sevgili Mehmet Güren'in yeni projesi. The Reason ise katman katman açılan döngüsel bir elektronik melodiler bütünü. Arpejimsi ve daha yoğun ilk katmanı, daha sade ve net üst katmanlar zenginleştiriyor. Önceden de demiştim Almanya yaradı bu arkadaşımıza.

3. Pentagram - Gündüz Gece



Abiler (abilerimiz) Akustik albümlerinden bir başka büyük eseri daha kliplendirdiler: Gündüz Gece. Aşık Veysel'in bu unutulmaz eserini yıllar evvel metal formunda yorumlayan Pentagram, bu yorumun akustik hâlini de son albüme koyup sevenlerini üzmemişti. Hakan "Ketche" Kırvavaç'ın yönettiği klipte hem Pentagram'dan gelip geçen tüm isimleri hem de terse işleyen zamanı görüyoruz.

4. Erman Türkeli - Naturel (kısa çalar)



"İnsan gerçekten hayret ediyor" dedirten bir albümle karşı karşıyayız, iyice hayret edesiniz diye Telgrafın Telleri Intro'yu ekledim yukarı, ardından şarkıyı da dinleyin derim. Sıra dışı bir kısa çalar ile karşı karşıyayız. İster buradan ister Spotify'dan dinleyin bir tur bence.

5. Melek Mosso - PES



Geçenlerde Akustikhane'de karşılaştığım bu hanım efendi bu kez kendisine ait PES adlı bu şarkısıyla karşıma çıktı. Gitarlarda Veys Colak'ı, perküsyonda Velican Sagun'un olduğu bu kayıt videosunu Çağatay Kıray çekmiş. Güzel şarkı, güzel ses, güzel ekip, temiz de kayıt olmuş. Dinleyin, keşfedin derim!

6. Jehan Barbur - Miş



Sevgili Jehan Barbur her zamanki gibi pek güzel olan son albümü Evim Neresi'den Miş'i kliplendirmiş. Sözü müziği kendisine ait olan şarkının düzenlemesini Murat Çopur ve Berkant Çelen yaparken video da Onur Mehame'nin elinden çıkmış. Güzel şarkı, albüm de öyle!

7. Eskiz - Deliriyorum


Her yaptığına heyecanlandığım ekiplerden Eskiz yine her zaman olduğu gibi ateşler eden bir iş yapmıştı geçtiğimiz ay Deliriyorum adında. Hangimiz bazen delirmiyoruz ki diye paylaşmalık tam! Buyurun bu da aynı eserin Karavan Sessions'ta canlı icrâ edilmişi.

8. Metin Türkcan - Mars



Az önce listenin başlarında yukarıda efendi efendi gitarını çalan Metin Türkcan ne ara buraya geldi de bu şarkıyı yaptı, böyle bir klip çekti inanın bilmiyorum. Fena şarkı değil, Türkiye için biraz fazla delili, misal Bumblefoot veya Buckethead gibi adamlar böyle işler yapınca el üstünde tutuluyor ama biz daha sanırım o seviyeye uzağız, hem yapılan işin kalitesi hem de dinleyici/izleyici algısı olarak. Ben yine de bu şarkıya buraya bırakıyor ve listelerime sadece sevdiğim şarkıları aldığımı  okuyucularıma bir kez daha hatırlatıyorum.

9. Jakuzi - Hiç mi Yok



Jakuzi'ye karşı olan duygularımın karışık olduğunu önceden söylemiştim. Hiç mi Yok'a gelirsek şarkı zaten hoş bir şarkı ama klip bambaşka olmuş, şarkının anlamını da yükseltmiş. Mertcan Mertbilek'in işleriymiş bunlar hep, muhakkak izleyin.

10. Ayşe Hatun Önal - Beyaz Atletli



Vallahi bu kadın enteresan bir insan, yine çok sıkı bir şarkı yapmış, M.I.A. esintili Orta Doğu soslu güzel de klip çekmiş. Bence olmuş yani, ben dinlerim bu şarkıyı bol bol. Şarkıları dinlerken sözlere çok geç odaklanıyorum, belki 4. ya da 5. dinleyişte, bu da genelde dinlediğim müzikleri daha ön yargısız ve sözden bağımsız değerlendirmeme sebep oluyor.

11. Damla Pehlevan - Hasret


Damla Pehlevan'ın gerek kendi şarkıları gerek yorumlarıyla ara ara karşılaşıyor ve memnun ayrıldığım bu karşılaşmaları buraya da taşımaya gayret ediyorum. Bu kez de sade ve güzel bir Tanju Okan yorumu ile karşımızda, yoksa George Moustaki mi desem: Hasret. Frankofonlar eklesin.

12. Ezgi Aktan - Gül


Ezgi Aktan'ın bir yorumu geliyor şimdi de: Gül. Sözleri Sezen Aksu ve Meral Okay'a ait bu eserin bestesi ise Goran Bregovic'in. Sezen Aksu'nun Düğün ve Cenaze albümünden -ki kendisinin en sıra dışı albümlerinden biridir bu albüm. Selim Aydın tarafından "az çoktur" mantığında düzenlenmiş bu yorumu da dinlerseniz pişman olmazsınız diye düşünüyorum. Ezgi Aktan'ın son klibi Kapanın Elinde Kalıyorum'u da şöyle bırakayım.

13. Şenceylik & Egemen Akkol - Aşk-ı Kıyamet


Arka arkaya çok yorum denk geldi ama sevgili Şenceylik ve ilk kez karşılaştığım Egemen Akkol birlikte çok güzel bir yoruma imza atmışlar. Emre Altuğ'un Aşk-ı Kıyamet adlı şahane şarkısını çok da güzel bir hâlde söylemişler. Maşallah dedirtti.

14. İrfan Alış & Barış Çapkın - Meydanlar


Peyk'in solisti ve benim de favori solistlerimden olan İrfan Alış, Barış Çapkın ile Meydanlar adlı bir tekliye imza atmış. Çok güzel şarkı, şahane düzenleme, işin içinde parmağı olan isimler de canavar zaten. İrfan Ağabey zaten hayli üretken bir insan, umarım sürekli böyle değişik üretimlere devam eder. Bu arada Peyk de Antalya'ya geliyormuş 6 Ekim'de Bademaltı'nda sahne alacaklarmış, müzikle ilgisi olan ve müzik dinlemeyi seven tüm Antalyalılara duyurulur.

15. Gülce Duru - Mirgün


Sırada sevgili Gülce Duru'nun Mirgün adlı yeni şarkısı ve bu şarkının samimi ev videosu var. Dinleyin lütfen, pek güzel keza.

16. Veys Çolak & MŞŞ - Şairin Elinde


Listenin bir diğer yorumu önceki yazılarımda da bolca bahsettiğim Veys Çolak'tan geliyor. Kargo'nun efsanevi şarkısı Şairin Elinde'yi hem çalıp hem söyleyen Veys'e, MŞŞ şairâne bir üslupla eşlik ediyor. Kendisinin yeni teklisi Deli Gönül'e de buradan ulaşabilirsiniz.

17. Evrencan Gündüz - La La La


Karşılaştığım Müzikler yazılarımın olmazsa olmazı Evrencan Gündüz bu kez ne güzel ki yine bir bestesiyle karşımızda. Kendisi ne yapsa dinlenir kategorimdeki müzisyenlerden, size de kendisini bu kategoriye eklemenizi tavsiye ederim.

18. Ağaçkakan - Lüzumsuz


Ufak bir kıyamete hiçbirimizi itirazı yoktur sanıyorum, başka türlü hiçbir halt düzelmeyecek keza. Klip güzel, Ağaçkakan zaten her zamanki gibi formunda, daha ne olsun.

19. Sinem Güngör & V - Renkler


Birkaç yazı öncesinde kendisiyle karşılaştığımdan beri takip etmeye gayret ettiğim Sinem Güngör, Renkler adlı bir parça yayınladı geçen gün, V ile ortak bir iş. Beni dinledikçe içine çekti şarkı, biraz karanlık, biraz döngüsel, biraz trip-hop... İşte öyle bir şey.

20. The Away Days - Dream of How


Fadeout İstanbul Live (FİL) videolarından bir adet güzide The Away Days şarkısı getiriyorum bu kez önünüze: Dream of How. Hep dediğim için bir kere daha demekten beis duymayacağım, adamlar iyi.

21. eqho - Sunshine, So Bright


"Redd'in diğer yarısı Hatipoğlu kardeşlerin yeni grubu" diye tanıtmış Uğur Çelik bahsi geçen ekip eqho'yu. İnsanın karşısına en beklenmedik anda hayli etkileyici bir iş çıkabiliyor, ülkemizin sıra dışı yanlarından biri de bu.

22. Tahribad-ı İsyan - Sınama Beni Yeter


Türkçe rap'in popüler isimlerinden Tahribad-ı İsyan hayata dair isyan niteliğinde bir şarkıyla karşımızda bu kez: Sınama Beni Yeter. Rap sevenler affetmesin.

23. Palmiyeler - Seninle


Ülkemizin belki de yegâne surf rock grubu olan Palmiyeler, Seninle adlı parçalarını kliplendirmişler. İşbu parça düşünmekten yorulan tüm müzikseverlere gelsin.

24. Sedef Sebütekin & Canozan - Sen İstersin


Geçtiğimiz yazıda sanırım ilk kez Sedef Sebütekin ismiyle karşılaşmış ve bu ismi sizlerle hemen paylaşmıştım. Bir şahane şarkı daha geldi kendisinden, Canozan ile birlikte yapmışlar, Sen İstersin diye. Tam yaz bitimi havası var şarkıda.

25. Kaat Bebek - Aşka Fransız


Gizem ya da Kaat Bebek sevgili Murat Yılmaz ile akılları yakan bir işe imza atmış: Aşka Fransız. Eski bir hikâyeydi aslında bu ama ürünün görünür olması biraz vakit aldı sanıyorum, dinleyiniz bakalım sizlerin de aklı yanacak mı?

26. Burçak - Kedi


Listenin sonuna geldikçe delilik kat sayısı yüksek şarkılar seçiyorum ki kimler buralara kadar okuyor/dinliyor anlayabileyim. Başkaca bir sözüm yok, bir Colin Meyer remiksi var bu kez kulaklarımızda ve gözlerimizde.

---

Gelelim yazının diğer müzikli bağlantılarına:

- Geçenlerde ta Cannes'da verdikleri bir konser ve bu konsere sebep yaptıkları film müzikleri ile göğsümüzü kabartan dostlar Melike Şahin ve Cem Köklükaya'nın içinde önemli bir yer aldıkları Djam adlı Tony Gatlif filminin müziklerini şuradan dinleyebilirsiniz.

- Dostlar neler neler yapıyor dedirten bir enteresan iş var bu kez elimde. Arka Sokaklar'ın seksenler jeneriği! Gubarwave ve sevgili Murat Yılmaz'ın ortak çalışması, ibretlik.

- YouTube'da açık ara en sevdiğim ekip olan KALT'ın bu müzikli çalışmasını sizlerle de paylaşmak isterim: Duble Yol. Şarkıyı yapanlar ise DJ KaDaStRo feat. By_GECEBEY. Bu şarkıdan daha tehlikeli tek şey ise şarkının klibi. Güneş gözlüğüyle izleyin, retinalar yanmasın.

- Nereden karşıma çıktığını hatırlamadığım Lay Me Down adlı bu şarkıyı da müsaadenizle buraya bırakıyorum, DYNARCHY'nin bir eseriymiş. Dinlerseniz seversiniz gibime geliyor.

- Ağabeyden gelen bir tavsiye ile dinlediğim Norm Ender'in Aura albümünü de tam buraya iğneliyorum, Türkçe rap her yeri sarıyor, daha da sarmaya devam edecek belli ki her yeni gün.

- Mail yoluyla dünyanın farklı bucaklarından elime ulaşan bir başka şarkı var şimdi de sırada. Trupa Trupa'dan To Me adlı eser, insanı dinlerken biraz sarsıyor, dinleyince ne dediğimi anlayacaksınız.

- Sevgili Taylor Swift'in şimdiden yarım milyara yakın izlenen ve üzerinde sayfalarca teori yazılan klibini de buraya koymazsam kendisi bana çok kırılır. Şarkının adı ise Look What You Made Me Do.

- Alternatif sahnemizin sevilen ekiplerinden Agency bu ay içinde What Will Happen Next adlı bir tekli yayınladı, güzel de oldu hani.

- Shakira ablamız da at hırsızı imajlı bir abimizle (ismi Nicky Jam imiş) birlikte yeni bir şarkı patlatmış, klipte yıkılmadım ayaktayım tarzı hakim. Paylaşmazsam kendisine ve ekmek kazandığım Latin dünyasına ayıp ederim: Perro Fiel.

- Bu arada şunu da paylaşmadan geçemeyeceğim, geçtiğimiz günlerde birileri paylaştı da Hayko Cepkin'in eleştirilere dair düşüncelerini anlattığı şu videoya denk geldim. Burada denilenleri hem üreten, hem de üretilen her tür işi tüketen insanlar lütfen en az bir tur dinleyip kafalarına soksunlar. Net, açık, tane tane.

- İnternette enteresan videolar birbirini açarken bir şekilde şu videoya denk geldim, aklım çıktı, buyurun sizinki de çıksın. UUTAi Olena.

- Bir de Cem Özel diye bir adam vardı ve bir ara akılları yakan işlere imza atıp ortadan kayboldu, tanımayanlar şuraya bakabilir: İnim İnim. Kulağıma öyle geliyor ki yakında kendisini yeniden duyacağız. Denk gelmişken kendisinin geçmişten gelen bu klibini de paylaşmış olayım.

Bugün de benden bu kadar...

---

Tekrar eden not: Mesela bu şarkıları ya da albümleri dinlediniz, beğendiniz, naçizane tavsiyem seveceğini düşündüğünüz birilerine de yollayın ya da dinletin. Böylece güzel müziklerin de kötü müzikler kadar yayılma şansı olur.

Serinin önceki yazılarına buradan ulaşabilirsiniz:


Çarşamba, Eylül 06, 2017

Müziğe Dair #0004 || Pilgrim's Paradox


Aslında Pilgrim's Paradox'un Sunset Odyssey bu taze kısa çalarını bir Karşılaştığım Müzikler yazısının girişine koymuştum, ancak yazı çok uzadı, yazma faslım bitmek bilmedi, albümün çıkışının üstünden geçen günlerin sayısı hızla arttı derken, daha gecikmeyeyim ve bu 4 şarkılık minik ama güzel albüm için ayrı bir Müziğe Dair yazısı yazayım dedim.


Evet Sunset Odyssey adlı bu albümü uzun zamandır bekliyordum açıkçası. Hızla konuya dalıyorum: Albümdeki eserler bir yandan dinleyene yıllanmış rock klasiklerini dinler gibi hissettiriyor. Bir diğer yandan grubun piyasa müziklerinde pek duyamadığımız daha vahşi tonları özgürce kullanması ise dinleyicinin yüzünü gülümsetiyor, en azından benimkini gülümsetti. Gitarların tonları, klavye, davul, bas derken maşallah her şey cayır cayır.


Bu albümü heyecanla beklememin esas sebebi aynı zamanda grubun solisti olan sevgili Murat Özgen Özkan ile olan muhabbetim ve kendisinden albüme dair aldığım bilgiler/haberler. Kendisini yıllardır tanır, her yaptığı işi heyecanla takip eder, solistliğine ve müzisyenliğine çok saygı duyarım. Antalya gibi bir yerde tarzıyla pek çok ilke imza atmış, nice başka müzisyenlere de ilham vermiştir.

Murat'ın yanı sıra gruptaki diğer isimler Yıldırım Kıratlıoğlu, Umutcan Güney, Erkin Aydın ve Oğuz Dindar. Bu projenin tarihine baktığımızda grubun kuruluşunu 2014 olarak görüyoruz. Öncelikle yorumlar, ardından besteler, ufak tefek oyuncu değişiklikleri derken 2016'nın Kasım ayında Mirage Stüdyoları'nda bu dinleyeceğiniz şarkıların kayıtlarına soyunuyorlar. Mastering'i Scott Hull ile tamamlayan gruba kayıt aşamasında da Ayhan Aydın, Uğur Karaman ve Bulut Gör gibi değerli isimler katkı sağlıyor.


Albümdeki şarkılardan da kısaca bahsetmek isterim, çevire çevire defalarca dinledim bu albümü keza. Giriş şarkısı Black Widow Woman'da 60'ların 70'lerin o cayır cayır rock seslerini duyuyorsunuz, bana kalırsa şahane bir giriş şarkısı, hem hayli dinamik hem de dinleyiciye ne ile karşılaşacağını bir çırpıda anlatıveriyor. Batu Akdeniz de bu şarkıya katkı sağlayan bir diğer isimmiş.


Ardından Sunset Train geliyor, siz de kafanızı dayadığınız o tozlu tren camından dışarıyı seyrediyor ve batan güneşin kamaştırdığı gözlerinizle uçsuz bucaksız tarlalara bakıyorsunuz. Şarkının ikinci dakikasının kırkıncı saniyesinde ise bir anda fark ediyorsunuz ki biri tren yoluna ya da trenin bir vagonuna patlayıcı yerleştirmiş! Bakalım siz bu şarkıyı dinleyince neler düşüneceksiniz?


Üçüncü şarkımız bir başka delikanlılık örneği Silver Lining. Neden derseniz genelde böyle 3-4 şarkılık kısa çalarlara pek sözsüz parça koyup riske girmez müzisyenler, bunun piyasa dengeleriyle alakalı bin türlü sebebi var tabii ama Piligrim's Paradox adeta "Yemişim dengesini!" dercesine mis gibi bir de enstrümantel hikâye eklemiş albüme. Piyano ve temiz gitarların birbiriyle uzun uzun dertleşmesinin sonunda neyse ki mutlu sona bağlıyoruz.


Geliyoruz son şarkıya -ki sanıyorum benim favorim bu eser- Death Comes at the End yani "Hocam çok da şey yapmanın alemi yok malum dünya fâni..." temalı parça. Tam olarak sesi yükseltip boş bir dağ yolunda hız yapıp ardından şarampole yuvarlanmalık şarkı. Mezar taşınıza da El Fatiha'nın altına şarkının adını yazarlar artık.

Bu arada albümün kapak çalışması Ahmet Doğukan Başöner'e aitmiş. Ekibe ait sosyal medya hesaplarını da şuraya iliştireyim:


Albüme de buralardan ulaşabilirsiniz, hatta ulaşın, dinleyin, dinletin: