Salı, Eylül 22, 2015

İşverenlere Çok Önemli Duyuru ya da İşveren İlanı


Evet gençler bir süredir işsizim. İşten ayrılmamın hemen akabinde (ay başı) tesadüfen çok önceden Merve Hanımcığımla ayarladığımız bir tatil vardı, onu gerçekleştirdik, hatta son gün gaza gelip bir de Antalya yaptık, abimden kaçırdığımız emektar Megan az yakıyor zaten diye. Uzun yola doyduk, sezonu da güzel kapattık. Sağa sola bir miktar iş arıyorum duyurusu yaptım, kulakların delik olması önemli tabii ama evvelden yeni mezun olduğumda Facebook'ta çalışma koşullarımı bir belirtmiştim, çok müthiş faydasını görmüştüm, bir kez daha güncel çalışma koşullarımı sizlerle paylaşmak isterim:

- Aylık 20.000 TL maaş beklentim var. 20.000 € verirseniz daha sıkı çalışırım ama baştan söyleyeyim. "Senin bana maliyetin ne kadar haberin var mı?" gibi esnaf ayaklarına girmeyin, ben mi dedim size şirket kurun insan çalıştırın diye? Ben net adamım, siz de net olun, brüt olmayın, sizden bir şeyler çıkartınca geriye de önemli bir şeyler kalsın.

- Mesai saatlerimi verimli kullanırım. Mesai dışında akşamları, sabah erken, hafta sonları kendi hatamdan kaynaklanan bir sorun yoksa çalışmam, çalışanı da çalıştıranı da sevmem, ha özel bir durum olur, angarya dışı koşullarda tabii ki ben de bu özel duruma anlayışla yaklaşırım.

- Ek imkanları bol olan şirketleri severim, misal araba verse, sigorta yaptırsa, indirim çekleri de sunsa hiç fena olmaz. Ama şirket araba değil de triportör verse bundan her yerde bahseder, buraya yazar, Instagram'a fotoğrafını çeker koyarım, 3 ayda iş yerine talep patlaması yaşatırım.

- Araba ve triportör demişken ağırlıklı olarak Kozyatağı civarında çalışmayı düşünüyorum, iyi niyetli bir iş yeri ile karşılaşırsam Kadıköy - Kartal arasına da sıcak bakarım ve ek hak taleplerimin bir kısmından vazgeçerim.

- Haftanın 5 günü çalışırım. 3 gün ofis 2 gün evden çalış derlerse daha şevkli çalışırım, 3 gün çalış 2 gün yat derslerse o kadar müthiş çalışırım ki herkes şaşırır. Freelance, tam zamanlı, dönemlik iş gibi tanımlara pek takılmam.

- Özel hayatımı kendi istediğim ölçüde kendi istediğim kişilerle paylaşırım ve iş hayatımla özel hayatımı birbirine karıştırmayı çok da sevmem, en azından çalışma arkadaşlarımla samimi olana dek. Yarın öbür gün bir denyo çıkıp da "ohooo bu adam da iyi yaşıyor bir gün konserde, öbür gün galada davette, ne ara çalışıyor bilmem" derse kafayı çakar geçerim, çok düşünmem.

- Sadece kazandığım paranın değil yaptığım işin de beni tatmin etmesine özen gösteririm, iş geliştirmeye ve fikir üretip uygulamaya açığımdır. Patronun ya da ortağın vizyonlusunu, heyecanlısını, çalışkanını severim.

- Kısa sürede rutinleşmeyen işlerden ve mümkünse bana bir şeyler öğreten, beni birileriyle tanıştıran, yeni yerlere götüren koşullardan keyif alırım. Sürekli masa başı işin de sürekli ofis dışı işin de hayrını görmedim, iyi denge önemli. Ayrıca ofisi terk etme serbestim olmalı, zorda kaldığım zamanlarda "benim önemli bir görüşmem vardı" diyerek trafik olmadan eve dönebilmeliyim.

- İş arkadaşlarım iyi niyetli insanlar olsun isterim, birlikte çalışacağım ekip özellikle zeki ve çalışkan olmalı çünkü hangimiz sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını sevmeyiz ki?

- Deneyimli olduğum bazı alanlar var ama piyasadaki işlerin %75'inde şayet kafanız çalışıyorsa gayet başarılı olabiliyorsunuz, bundan artık eminim. Bu sebeple çok sektör bazlı bir arama filtrelemesi yapmıyorum iş ararken, karşıma çıkan heyecan verici ne varsa!

Bu liste daha uzar gider, bilirsiniz liste yapma konusunda da deneyimliyim ama şimdilik burada kesiyorum. Diyeceğim o ki ben iş başvurularına devam ediyorum ama bir yandan da bunu okuyan ve kendini bana hazır hisseden işverenler de bana başvuru yapabilirler. Mail adresim blogun sağ üst köşesinde yazıyor, CV atmanıza gerek yok, ne iş yaptığınızı birkaç cümleyle anlatın ama lütfen düzgün cümlelerle, yoğunsanız ben boşum, eve çağırmam, sizin ofise de gelirim görüşmeye. Bir de önümüz bayram diye herkes her işi bayram sonrasına erteliyor, ayıp oluyor, işinizi ciddiye alın, çalıştığınız vakti verimli geçirin.

3 sene önceden gelen şu güzide videoyu da bu vesileyle bir kere daha paylaşalım, parlatalım:


Bunun haricinde bir de bu aralar neler yapıyorum yazısı yazacağım merak etmeyin. (Etmemişlerdi zaten.)

Perşembe, Eylül 03, 2015

Pürtelaş 3+1'in Sonuna Geldik


Geldik programımızın onuncu, yirminci, otuzuncu bölümü derken 40. ve son bölümüne. Evet efendiler dün gece Pürtelaş 3+1 adlı biricik müzik programımızın 40. ve son bölümünü yayınladık. ListeList'te yazarlık yapmaya başladığım günlerde "Yahu neden biz bir alternatif müzik programı yapmayalım hem bu alanı da sahiplenmiş oluruz?" diye soruşumdan bu yana tam 2 sene, programın ilk bölümünün yayınlanmasından bu yana da tam 1,5 sene geçmiş. Hey gidi vay.

Benim bu fikri önce Batu'ya sonra Ahmet Abi'ye açmam, ardından Levent ile oturup konuşmamız, ilk ortaya çıkan 3 cover 1 beste fikrinin telifler sebebiyle çok kriz yaratacağını anlamamız ve Levent'in ofise gelirken minibüste bulduğu 4'ü de beste olsun, +1'in başında ya şarkıya dair ya müzisyenin anlatmak istediği bir hikâye olsun fikri ve işe koyulmamız, Yiğit'in Pürtelaş'taki evi yani ilk stüdyomuz, Gün, Yiğit, Levent ve ben dördümüzün de olduğu nadir çekimlerden biri olan ilk bölümümüzün benim doğum günüme denk gelmesi, çok sevgili Can Güngör'ün ilk videolarını çekerek bu yola başlamamız, sonrasında yaşadığımız onlarca macera, onlarca öğrenme, tanıştığımız onlarca güzel insan ve ortaya çıkan 40 bölümlük ve 159 + 1 şarkılık heyecan verici bir arşiv...


Klişe tınlasa da her güzel şeyin bir sonu oluyor tabii. Yarın öbür gün Pürtelaş 3+1 bu şekliyle veya alternatif konseptleriyle devam eder mi, yerini başka işler alır mı, kaldığı yerde kalır mı bilinmez ama ben bu ara verme temalı ancak bence sona erme anlamlı duruma ithafen teşekkürlerimi sunayım.

Öncelikle bu fikre benimle birlikte "yükselen" Batu'ya, sonrasında bu işe inanmakla kalmayıp onu ListeList çatısında finanse eden Ahmet Abi'ye, ardından bu uzun süreç boyunca türlü nazımı kesinlikle bir şekilde çektiğine inandığım Ufuk, Cihan, Engin Amca ve Duygu'ya, hâlâ her hafta mail usulü dürtmeye devam ettiğim Emre ve Aziz kardeşlerime çok teşekkür ederim.


Gelelim bizim 4 kişilik (3+1) Pürtelaş ekibine. Öncelikle bu işin en başından beri "Biz bu işi Levent'le yaparız." diye bilinçaltıma yerleşmiş insan, yönetmenimiz Levo'ya (Levent Sevi) ardından her sefer bundan daha iyi olmaz herhalde derken daha iyisini yaparak ses kayıt alanında ülkemizin müzik programlarına çağ atlatan ve bize ilkin Pürtelaş'ta sonra Moda'da evini açan sesçimiz Yiğit'e (Yiğit Yemez) son olarak da ortamlara girip yüzünü eskitmekten daima kaçınan kurgu ve renklerden sorumlu bakan yardımcımız Gün'e (Gün Erdoğdu) sonsuz teşekkürler. Böyle bir ekiple çalışmak gerçekten muhteşemmiş, umarım bir gün herkese dostlarıyla çalışmak nasip olur. Hepiniz biliyorsunuzdur ama bir kere de buradan yazayım, sizleri çok seviyorum gençler, binlerce kez ellerinize sağlık!


Sondan bir önceki teşekkürlerim de bize konuk olan tüm güzel müzisyen dostlara. Çektiğimiz bölümlerin yarısından fazlasında ben de çekimlere gittim, çektiğimiz isimlerin dörtte birini önceden tanıyordum, bir dörtte birlik kısmıyla çekimlerde tanıştım ve iyi ki de tanışmışız dediğim insanlar hepsi, çekiminde tanışamadığımız dostlarla da listeyi ve içerikleri yayına hazırlarken online olarak tanıştık. İyi ki bize konuk olmuşsunuz, iyi ki sizleri ağırlamışız ve böyle güzel bir arşivi birlikte inşa etmişiz. Yarın öbür gün birileri "Acaba Türkiye'de özellikle İstanbul'da 2010'lu yılların ortalarında alternatif müzik nasıl bir şeydi?" diye soracak olsa -biliyorum çok spesifik bir soru ama belli olmaz soracağı tutar birinin- "İşte tam olarak böyle bir şeydi!" diyebileceğiz bu arşivle. Bu ortak güzel hatıralarımızı ölümsüzleştirmiş ve kayıt altına almış olduk, çok teşekkürler, iyi ki varsınız!

Son teşekkür de bizi bu süreç boyunca motive eden, takdir eden, ilgiyle takip eden, beğenen, paylaşan, bekleyen kısacası iyi bir şey yaptığımıza ikna eden tüm müziksever dostlara! Bir özel teşekkürüm de benle Pürtelaş 3+1'e dair canavar gibi bir röportaj yapan Büşra ve Avaz Avaz ekibine.

Pürtelaş 3+1'in tüm hesaplarını buraya bir kere daha iliştiriyorum.


Yeni bölüm çekmeyecek olsak da belli aralıklarla arşivden paylaşımlar yapmaya devam ederiz diye düşünüyorum. O yüzden hemen anfaro -ecnebiler unfollow da der- etmezseniz sevinirim. (Ettiler.) Bitirişi başlangıca bağlıyor, hepinize esenlikler diliyorum...


düşün taşın düşün
halim yine belirsiz

Not: Bir ara üzerimde ayrıca iz bırakan şarkılar bölümlü temalı bir başka Pürtelaş 3+1 yazısı daha hazırlayabilirim, hazırlamayabilirim de, nasip.