Pazartesi, Kasım 27, 2006

Karışık Ötesi Yazı

Girizgah : Fotoğraflara büyültülüp bakılması şiddetle tavsiye edilir tarafımca.
Dur bir de ben atlayayım sen çek, tamam mı? Ya olmadı bu bir daha çek ben de uçayım, ah ah gençler sınav stresinden delirmiş bakınız nelerle uğraşıyor. Hiç unutmam işimiz gücümüz yok gibi sınavdan bir gün önce Antalya civarında bir baraja gittik neymiş doğayla içiçe olacakmışız, sonra da Çakırlar' a gittik pazar kuruluyordu birşeyler yiyelim içelim temiz hava eğlenelim falan ama önce aklı başında olmalı insan. En önemlisi bu.
Şimdi bu poz çelişkiler silsilesi aslında keyifli bir an gördüğünüz gibi ama gelin görün ki Mustafa Bey (üst sıra soldan3.) ısrarla keyif almadığı gibi fotoğraf çekene de kızmış, lakin bunun yanısıra Ilgın Hanım deli gibi kıvançlı, gururlu falan deli midir nedir? Hasan Bey' e (alt sıra soldan 1.) hiç bir diyebileceğim yok, sanırım Olcay Bey' de göremediğimiz birşeyin üstüne çömelip poz vermiş. Benim dikkat ettiğim ufak tefek ayrıntılar bunlar, uğraşsak daha neler çıkar da...
Fotoğrafın adının Melis Hanım (avukat olan) koymuş : "Söbüyüm söbüsün söbü". Pek çok şeyi anlatıyor bu isim hangimiz daha söbüyüz hakikaten karar vermek zor, gerçi ikisi de gençlik fotoğrafları ama yine de söbü, bön, hömücük falan bakmışız baya baya ki ikimiz de bugüne bugün, san' at, siyaset, basın-yayın ve müzik dünyalarının ünlü, çok konuşulan ve göz önünde isimleriyiz.
Ama gelin görün ki dostluğumuzun boyutunun ne kadar karizmatik ne kadar güzel olduğunu bu pozumuz gözler önüne seriyor. Yine aynı gün, ÖSS öncesi hatta ÖSS -1, sınav dediğin nedir ki? Avukat Melis Hanımım' ın buradan doğum gününü kutluyorum! Nice mutlu yıllara her daim beraber olmak dileğiyle, gerçi sabah uyandırdım tersledi ama olsun severim kendisini. Hot picts, awasome, cute falan bir hatundur. Zaten ne kadar kaliteli bir fotoğrafçı olduğunu biliyorsunuz.
Evet yahu bu adam bu pozu verdikten sonra herşey beklenir kendisinden. Çağrı Bey kendisi, liseden arkadaşımız görüşmeyeli 23 sene oldu sanırım ama gözlerindeki her an bir hinlik yapacak olabilmenin verdiği pırıltıyı sanmıyorum ki kaybetmiş olsun. (Cümlem Nobel' e aday) Hinlik demişken siteye reklam alayım dedim belki dikkatinizi çekmiştir, dün falan yukarda google reklamı olarak din kuran huzur evi yazıyordu, sonra akşama doğru bir baktım Sharapova' s sexy videos yazıyor, tövbe dedim, zaten 0,04$ lık kazancımı Yasin Bey sıfırlamıştı ben de "Reklamı geç, bana birşey olmasın haram para kazanmam ben dedim." Kaldırdım gitti, yok be böyle bir şey demedim ama kaldırdığım doğrudur. İşim olmaz.
Efsane İstanbul fotoğrafları adlı ya da Dehşet İstanbul fotoğrafları adlı sergim açıldı açılacak, İstiklal Caddesi' nin girişinden Taksim Meydanı' ndan bir kare, benim çok hoşuma gitti keşke olsaydınız da canlısını yaşasaydınız diyorum ben tabi ama madem yoktunuz benden de size bir kıyak olsun değil mi. Hiçbir hakkı saklı değildir. (Anladınız siz)
Yahu Emre Bey saçlarını kestirmiş pek güzel olmuş, tabi fotoğrafta belli olmuyor çünkü beresiyle dünyanın en sevimli insanı ben olabilirim pozu vermiş. Neye sevindi bu kadar neye güldü belli değil alt tarafı Danışman' da çay içiyoruz, yok yok bakmayın öyle dediğime bu Danışman, Yasin Bey' in hayatımıza kattığı en keyifli sohbet ettiğimiz bir İstiklal mekanıdır. Emir Bey ise her an o merdivenden gelebilecek olası bir uçan tekmeye karşı tedirgin gördüğünüz gibi.
Atsan atılmaz, satsan satılmaz demişlerdi lakin kıymışlar bana gözümün yaşına bakmadan, yine sınavdan bir gün öncesi, benden umudunu kesen edebiyat öğretmeni annecik yanındakilere durun durun şunu atalım hazır kimsecikler yokken, zaten bu ıssız baraj kenarındaki çöp kutusunda kimse bulamaz bunu nıhhahahaa diyerek beni çöpe atmıştır. İşte o an' ı yakalıyıp çeken Melis Hanım Kardeşimiz daha sonra makinesini brakıp beni kurtarmaya gelmiştir, kurtarmıştır da.
Bana elini uzatana ben koşar koşar sarılırım zihniyetiyle yapılmış bir dengesiz hareketler silsilesi, gördüğünüz üzre şayet o koştuğum duvardan düşüp bir yerimi incitsem bir gün sonraki sınava da benim yerime büyük birader girer. Kucak kampanyası için ben de sarılgaç olabilir miyim bakın ne kadar da hevesliyim. (İçten içe de düşünüyorum aynı yazıda aynı kişiye iki kez çarptırma yapılmaz kusura bakmayın.)
Yine aynı zibidilikteki arkadaşımız Çağrı Bey' den sıradan bir lise 2 pozu, fonda Hüseyin Eren Bey namazına başlarken, ön tarafta Şeyh (Şıh) Şamil Bey ve Hızfı Anıl Beyler' de bir dayanışma örneği sergilemiyor değil. Lise güzel şey değil mi ama? Bence de.
Burayı kaça satarlar acaba bana? Hayır tanıdık indirimi falan yaparlarsa hemen alacağım. Şol yollar beni neyledi bir ben bilirim bir de garib anam. (ahah halk ozanı oldum). Halk ozanı olunmaz halk ozanı doğulur, artı ozan dediğin nedir ki zaten sanat toplum için olduğu sürece halk ozanı demeye gerek var mıdır? Bence yoktur. Neyse burayı alamazsam Küçüksu Kasrı' nı alacağım. Egecan Bey ve Günsu Hanım' la misafircilik oynarız bol bol.
İşte bir Türk erkeğinin vermesi gerekn poz budur. Öncelikle kendisini tamamlayacak unsurlar fotoğrafta bulunmalıdır. Bunlar : Karanfil, kurabiye, çay (kahramanımızın efsane kısa filmi kesinlikel tıklayıp izleyin) ve küp şekerlik. Bir de tabi hafif kalender bakışlar, yakıcı delici ve iç gıdıklayıcı gülüşler. Artık Yasin Bey' le de tanıştılar ya sanırım toplumumuz için yeni bir ikili tehlike doğuyor.
Normalde dünyanın en üşengeç insanıyımdır, bunu herkesler bilir lakin hiçbir sebep olmaksızın bile bu resimdeki yere gider gider gelirim, hiç koymaz, aksine mutlu olur, huzur dolurum. (kafiye uğruna yanlış yazılmaya mahkum kelimeler) Üstelik burada ki yapraklar da bizim okuldakilere özenmiş ve benim sevdiğim gibi sararmışlar ve dökülüp etrafı güzelleştirmişlerdir. Bir de yapraklarla falan kıyaslanamayacak bir güzellik de vardır bu civarda tabi beni kendine çeken.
Bu fotoğraf efsane bırakın bakmayı, insanlara anlatırken bile gülmekten konuşamayıp anlatamadığım kadar komik benim için. Melis Hanım ve ben mezuniyet balosundayız, hayatımın en iğrenç saçları var kafamda, kuaförlerin tek tip saçma sapan insan fantezilerini bilirsiniz ki hayatımda saçıma bir şey sürmüş insan değildim o günden sonra hiç sürmem. Neyse fotoğrafı çeken sanırım bizi uyarmış ve dünyanın en komik olayı gerçekleşmiş ki Melis Hanım arkadaşa dönüp güzel bir poz vermişken ben olayı idrak etmiş lakin fotoğrafçıyı tutturamayaıp yanından birine poz vermişim. Dünyanın en salağı olduğumu bir kere daha anladım yazarken bile çok güldüm.
Hadi sen ağaçtan atla ben çekeyim, işte neticede işi gücü olmayan beyni boşaltmaya çalışan niteliksiz gençler için eğlenceli olabilecek bir aktivite, lakin öyle klas çekmişim ki Melis Hanım fotomontaj gibi çıkmış yani kendisi net lakin etraf hareketli. Melis Hanım' ım yahu iyi ki varsınız diyorum tekrar iyi ki doğmuşsunuz da hem bir ana hem bir baba her şey oldun artık bana olmuşsunuz. Sizi ben pek çok pek çok severim.

NOT : Buradan Jazel Hanım' a sesleniyorum sizin yüzünüzden kotayı aşıyorum ağabeyimden şantaj mailleri alıyorum. Yok yok şarkıalrınız süper gerçekten yazılarınız da. Yeni yeriniz de hayırlı olsun.

NOT 2 : Yalnızlık Okulu olarak tanıdığımız Erdem Bey artık askerde efendim, haftasonu aldığım bir mesaj üzerine askere gittiğini öğrendim hiç düşünmeden hakkımı helal ettim siz de edin kendisi ilk tanıştığım bloggerlardan birisidir. Sağ salim gidip dönmesi dileklerimizle.

NOT 3 : Sokakta size bir sou sorabilir miyim diye durduran adam Ajdar Eurovision' a katılsın mı derse ne dersiniz? Vallahi ben de Merve Hanım' da cevapladık, gerçekten var yahu böyle insanlar, bir de kaydetti bunu.

NOT 4 : Oktay Bey' söz vermiştim müzikle ilgili, hazır dünyanın en karışık yazısını yazmışken beni en çok gaza getiren parçalardan aklıma ilk gelen üçünü -ilk üçü değil aklıma ilk gelen üçü- seçip buraya koyuyorum.

Cumartesi, Kasım 25, 2006

Heil My Lord!

Bu el yorgun düşmüş bir Emir Bey' in simgesidir, TRT' nin ardından stüdyo yaptık bugün çok uzun zamanın ardından, Yasin Bey çok yoğun olduğu için kendisinin de izni dahilinde Umur Bey' e rica etmiştik grubumuzda çalmasını. O da tamam dedi. Nitekim geldik bugün stüdyoya, Caner Bey' in dersi varmış o katılamadı ne yazık, ama özlediğimiz başka bir isim Emir Efendi vardı çalışmada ve günün süprizi Yasin Bey, ama bir türlü istediğim keyfi alamayacağım sanırım, yani nasıl anlatsam Emir Bey' de Caner Bey' de çok çok iyiler, Umur Bey' de iyi bugün çok çalmadık ama öyle hissettim, ama istediğim gibi birşeyler olmayacak galiba hiçbir zaman, neyse hayırlısı neyse o olsun. Müzik piyasasından silinsem de arada arkadaşlara falan birşeyler çalmak bile yeter bana.
Bu resimdeki kartla, hayatımda ilk kez yaptığım müzikle alakalı bir iş bir nevi resmileşti. TRT Türk San' at Müziği Gençlik Korosu kartım bu çünkü, artık bunu göstermeyeni almayacaklar içeri diyorlar ya bakalım, bir de çarşamba bant kaydı var inşallah politika sınavı sabahtandır da gidebilirim ben de, belli olunca yayın saatini söylerim sanırım TRT FM' den ya da TRT İstanbul Radyosu' ndan dinleyebilirsiniz koromuzun eğlenceli şarkılarını.
Saygı değer Lordumuz Anglachel namı diğer Serkan Bey ile görüşme şerefine nail olduk bugün. Kendisini görmeyeli çok günler geçmişti, çok Norveçli balıkçılar geçmişti, çok sular akmıştı köprülerin altından, ama bu olup bitenler, saygımızı sevgimizi azalttı mı? Tabi ki hayır. Biz Lord' un hizmetine gireli epey oldu sanırım, gerçek bir Elf Lordu olduğundan şüphelenmiyor değilim zaman zaman, ilerde sepetli motorsiklet alıp savaşa gideceğiz kendisiyle, göğüs göğüse cenk edeceğiz düşmanla, Lord' la sırt sırta verip belki bir daha güneş doğmayacak ovalarda şanımız, sevdiklerimiz ve ülkemiz için.
Dün akşam, Günsü Hanım' ın ev partisinden bir yemek masası fotoğrafı, kadro burda görüldüğü gibi bir de sonradan katılan Melis Hanım var. Güzel müzikler, sohbetler, keyifler yerindeydi, Alyap' taki 3 deneyimimiz 3' ü de müthiş geçti Egecan Bey ve Günsu Hanım' ın müthiş misafirperverlikleri sayesinde. Allah daha nicelerini nasip etsin hep beraber, gülelim, eğlenelim, sohbet edelim, dertleşelim. Bir de Ilgın Hanım da hep gelsin ama hep! :)
Bebek' ten Anadolu Hisarı' na geçerken, son demleri bunlar güzel havaların deyip deyip makinaya sarıldım çektikçe çektim, sonra sizler için en güzellerini özenle seçip -yok yahu bu salça reklamı mıydı sanki- buraya yerleştirdim. Güneş yukardaki pencerede tutuşup denize yansıyor gördüğünüz gibi, biz de motorun önünde may hart vil go on şeklinde seyahet ediyoruz yolculuğun sonuna doğru.
Bu kare Günsu Hanım' ın evinden, karedeki yardımcı mankenimiz Ilgın Hanım, bundan sonra favorim ev gezmeleridir efendim. Altın günü olsun, ne bileyim akşamüzeri ikindi çayı olsun, hatta akşam yemeği olsun, bir kahve içmeye olsun ev gezmeleri müthiş şeyler! Çay da demledi Günsu Hanım bu arada bize söylemeyi unutmuş olabilirim.
İlerde burda oturmak istiyorum ama biraz daha Hisar' a doğru kısımlarda. Bir arsa alacağım Aşiyan' dan sonra Merve Hanım' a rica edeceğim bana bir ev yapmasını, sonra müthiş bir evim olacak ve o zaman bir konuda daha bir ricam olacak Merve Hanım' dan. Sonra hergün müzik yapacağım ama kendi kafama göre, sadece kendi kafama göre, kaliteli yalıtılmış bir odam olacak orada her türlü kaydımı kendim yapacağım, baterileri hariç, onları yapamam.
Günsu Hanım' ın evinden yine hoş bir köşe, neden hoş çünkü burada Günsu Hanım' ın gençlik resimleri var, pek tatlı maşallah o zamanda de, hiç değişmemiş ki. Hala aynı. Bir de Günsu Hanım hep eyre düşüyor yahu onu ne yapacağız? O problemini de çözdük mü hafif bir denge sağladık mı hiç bir sorunumuz kalmayacak. Kırmızı çerçevedeki resim mükemmel, şöminenin önüne de gitar koydum ki san' atsal olsun.Kabataş sahilinden bir İstanbul manzarası, güzel şehir burası da. Yeni yol taktiğimin ipuçlarını veriyor bu fotoğraf, yoksa sabahın köründe Kabataş' ta ne arayayım? Ama atlıyorum Üsküdar' dan kabataş motoruna sonra bomboş ve beni bekleyen bir 43R' ye biniyorum, uyuyorum, geliyorum okula. Evet evet doğru tahmin ettiniz Rüştü Akın' da okuyorum :) Ahahaha :) Kendi kendine salak salak espiriler yapar bir tek kendim eğlenirim.

Günsu Hanım' ın akşam yemekli ev partisi.

Düzeltme : Yahu bu yazı cuma günü draftı cumartesi günü yazısıydı kimse de demiyor ki cumartesi günü üstünde cuma yazan yazı nerden çıktı diye :)

Pazartesi, Kasım 20, 2006

Sonbahar - Kış Hot Kotür

Bu mevsimde bu Bebek' e inan yol kadar efsane güzellikte olan, durun da bir fotoğraf çektirelim dedirten başka yol yoktur eminim buna. Şu yeşillere bakın, şu yapraklara bakın, yani hakikaten katalog çekimlerimi de albüm kapağı için fotoğraf çekimlerini de burada yapmayı düşünür oldum ciddi ciddi.

Sırf Bebek yokuş değil, her tarafı güzel yahu bizim oranın. Bu yol da efsane güzelliktedir, manzaraya paralel gider bu yol, böyle ağaç tüneli gibi hatta yer yer Dolmabahçe ya da Çırağan' ı andırır bana. San' at toplum içindir, yaprak da toplum içindir lakin neden ağaca bu şekil yaslanır insan? Neden? Bu soru aklımızı kemiriyor.
Unutulmaz şarkıların güftekarı Egecan Bey yine bir fotoğraf çekiminde karşınızda, yanında da yılların usta photographer ı Emir Bey, fashion tv izleyenler bilir hey gidi photographers hey :) Neyse bu genci de ünlü yapacağız, bu kazak da en sevdiğimiz Egecan Bey kazağıdır. Nipple derdi Yasin Bey olsaydı. Yasin Bey bu aralar aksiyonların adamı.

Bu noktada Ilgın Hanım' la geçtiğimiz seneden kalma müthiş fotoğraflarımız vardı, hatta kâdim dostlar bilir eski profil resimlerimden birinde de fon buydu. Ilgın Hanım dedi fotoğraf çekin orda ben de hemen çök çök çök dedim gençlere sonra 3.. 2.. 1.. pınarbaşı burma burma yar yar yaaa... diye hafiften kalktılar :) Yine san' at kralını yaptık yaparım ben boşuna okumadık Parislerde fotoğrafçılık.
Benden önce albümü çıkarsa bu beyzadenin kapağına bu fotoğrafı koyacağız. Lakin ben çektim ya telif hakkı falan filan süründüreceğim iyice mahkemelerde sansasyon yapacağız hem satışlar da tavan yapar bu vesileyle, baksanıza efendi gibi sabit durduğu zaman ne kadar asil, yakışıklı, karizmatik bir bey olabiliyor Egecan Bey.

Konuk modellerimiz Tuhaffiye ve Buket Hanımlar. Buket Hanım sağolsun bugün bana Taşkışla yolalrında eşlik ederek çok saygımı kazandı, vefa borcumuz var gayri kendisine. Böyle birbirlerine de sırnaşıp poz vermişler pek sevimli olmuşlar, Tuhaffiye Hanım' la dönecektik ama nasip değilmiş. Döneriz yine.

NOT :
-B.U.' da Sonbahar başkadır adlı kitabım yakında tüm kitapçılarda!
-Sonbaharı mı kaldı yahu kış oldu!
-Kess!

Cumartesi, Kasım 18, 2006

Neden Rockçı Olmamış Anladım



* Geçtiğimiz hafta Kelebek' e
verdiği röportajda, rock müzik
yapanları kast ederek, "Benim
bir Urfalı amcam vardı. Bir gün
bana 'Oğlum bunlar Urfa' ya gelse,
turist diye parmak atarlar' demişti"
diyen Mahsun Kırmızıgül,
bu sözlerinden dolayı Urfalılardan
özür diledi.

* "Amcaya bak hizaya gel !"
benim şahsi yorumum.



NOT : Vallahi gazete haberi bu yahu!

Yazdan Kalma Bir Okul

İyi ki diyor insan yahu!

NOT : Özleyenlere resmi kopyalayıp masaüstü resmi yapma izni veriyorum, saygılar sevgiler :)

Çarşamba, Kasım 15, 2006

Şimdilik Bu kadarı Kafi



Her yerde kedi var ama olsun bazen içimden geliyor seviyorum yahu böyle boyunlarını falan baya baya efendi olanlarını özellikle çok severim. Melis Hanım neden bu kadar şirin çıkar peki -çaktırmayın ama başımın etini yedi burada yer almak için- neden bu kadar şirin çıkar diyorduk evet :) Emre Bey -ağabey olan- sosyoloji çalıştırırken bana, o nasıl oluyor demeyin olan bir şey yok, lakin kendisinde bir spiker imajı var mı bilmem. Peki ya Yasin Bey' deki Volverin imajına ne demeli? Vaaay Yasin Bey faul bırakmışız -berber ağazı- diyebiliriz mesela, ya da evladım onları kesmeden okula almam seni de diyebiliriz ya da diyebilirdik.. Egecan Bey Hazretleri' nin bu pozuna ben ancak yuppiii derim, o ne lan derim sonra? Azcık bir ağır ol oturaklı ol derim frikik vermemelisin derim, unutmamalı o güzel günleri anılarla gönülleri hoş tutmalı outa binmeli derim. -ben böyle sanardım bunun sözlerini küçükken futboldaki gibi out a nasıl binilir diye de düşünür dururdum- Peki bu kameralarımızdan kaçmayan güzel kim? Ve yılların eskitemediği karizmatik insan Egecan Bey' in yanında ne arıyor?? Haydi o zaman size bir de şarkı koyayım da dinleyip dinleyip ağlayın. Ahaha :) Manyak oldum galiba : Seni Kimler Aldı.

NOT : Bre ahmak! Şunlarla uğraşacağına bunca vakit ya da msn e gireceğine git de sosyoloji çalış değil mi ama, lakin gel gör ki bünye macera istiyor :)

Cuma, Kasım 10, 2006

Büyülendim Galiba !

Yanında bir yavru kedi olur
Yanında hiç soru sormadan uslu durur
Yanında belki beni bile unutur
Yalnızlığım mutludur yanında...
Ne kadar yontabilirsin ki insanı sorusunun yanıtını bu kaba arkadaşımız veriyor. Kendisi mağarada yaşadığı için genelde, ya da tarlada çalıştığı için taş çatlasa "Nerde olursam olayım böyle otururum sigaramı da öyle içerim sandalye bana göre değil!" demek istiyor bu pozunda. Rencide olmasın diye isim ve de yer vermiyorum bu pozda.
Ooo Emir Bey, bileğine bir nazar boncuğu darbesi yapmış, acaba "Çooğk güzalııım tımam mıığ?" diye mi düşünüyor o da? Yoksa nazar değmesini istemediği şey kendinden ziyade keyfi ve ilişkisi mi? Kim bilebilir, prize sormak lazım.
Bu pozu da herkese vermem, güzel birilerini bekliyorum bu noktada, keyfim yerinde o yüzden böyle şık bir poz vermiş olabilirim. Dünyanın en kalın kazağını giymek ne akla hizmettir sıcak bir perşembe gününde bilemiyorum ama giymiş bulunduk artık. Bir de bu kazağımı çok severim ne kadar kalın olsa da.Bundan kelli buraları mekanım olarak belleyebilirim her an, hatta etrafa kokumu sindirdim ki diğer zibidiler gelip de sahiplenmesinler buraları diye. Bir de buralarda çok ama çok güzel bir hanım varmış, kendisine buradan saygılarımızı iletiyoruz ve öyle kolay kolay ölçülemeyecek miktarda sevgimlerimizi gönderiyoruz.
Profil dediğin böyle olacak efendim. Gerçi kimisi daha sert hatlı insanları tercih eder lakin böyle beybifeys arkadaşlarımız da yok değil yani, aklınızda bulunsun, ama yok böylesi bizi bozar öyle Mimar Sinan tayfası entel olur derseniz onu bilmem.
Eski günlerdeki gibi Emir Efendi' yle düzenli olarak görüşmelerimiz başlamıştır, reservasyon için ilişikteki numarayı arayınız. Bu açıdan hafif şehlâ olsa da aslında bakışlarıyla insanları eritebilir, kendisi Onor Bumbum ile 16 sinde Roxy' de konsere çıkacak, elektronik müziğin en kalitelisini dinleme fırsatınız olacak, bir araştırın sözlükten Onor Bumbum' u ve şarkılarını dinleyip anlayın ne kadar kaliteli olduğunu.
Yasin Bey baktığı zaman tezinizin ne kadar gerçek olduğunu bir kez daha anlayacak bu pozla. "Yahu Antalya' dan hiç mi çirkin kız çıkmaz?" Tabi ki çıkmaz, boşuna mı denmiş "Şüphesiz Antalya dünyanın en güzel şehridir!" diye? Gülnaz Hanım kızımız da olunca tam lise son dersane çıkışı tadı yakaladık, ama haftasonu, BHU' ya giderdik ya da Özsüt' e; gelenekler değişmedi bu sefer de.

ilişikteki numara : 05355818341

09.05


Siren sesiyle ayağa kalkıp pencereye doğru gittim, biraz açtım, hayat durmuştu, ben de durdum. Sokaktaki insanlar, kaldırımlarda, hastanenin önünde oldukları yerde saygı duruşunda bekliyorlardı, arabalar yolun ortasında durmuşlardı, kırmızıda duranlarsa yeşilde kalkmadılar. Kimisi hastanenin ya da adliyenin bayrağına bakıyordu, kimisinin başı önündeydi. Herkes düşünüyordu herhalde ne yapmalı diye, nereye gidiyoruz diye, sonra biri kornaya bastı, siren ya bitmiş ya azalmıştı ki insanlar ve arabalar aynı anda hareket etmeye başladılar. Düşüncelerini bir çoğu sonsuza dek kafasından kovdu hem de sanırım...

Çarşamba, Kasım 08, 2006

Başlık Kafada Olur :)

Şimdi sanırım bugün Deryik Hanım' ın doğum günü, burdan kutluyoruz, geçen gün kendisi bir resmi beğenmişti, ben de tesadüfen bugünkü benzer bir resmi kendisine armağan ediyorum buradan, Dolmabahçe Sarayı' nın yanındaki güzel yerden muhteşem bir akşam olan hava manzarası, bir de Kabataş - Üsküdar motoru var karemizde.
Napıyorsun sen yahu? Japonca mı? Vaaay be! Neyse onu bunu geçin de içinde H geçen bir şey söyleyin siz. Harakiri mi? He diyorum yahu! Bu kızcağız çok kahrımı çekiyor ya artık kusra bakmıyordur umarım. Japonca öğreniyor bir de daha ne olsun. Doi taşi maşte diyelim biz de buradan kendisine. İnanmıyorsanız büyütün bakın yahu gerçekten Japonca. :)
Ne gündü bakayım? Salı mıydı? Galiba. Nedir peki bendeki bu lakayt bılogır tavırları yok efendim kendi kendine konuşmalar soru cevaplar falan? Neyse, BU Cafe' nin üst katına çıktık güzelmiş orası da ama biraz boş sanki dekorasyonu ya da insan az olduğundan bize boş geldi. Ben deli gibi yedim, Ilgın Hanım az buçuk yedi.
Günümüzden bir fotoğraf, hava tam takdir ettiğim cinstendi bugün soğuk da olsa güneşli. Hatta gençleri de güneşe karşı çektim hatta Uğur Bey' in gözleri bırtlamış*. Yasin Bey' in mezuniyet fotoğrafı bu, bu arada unutmadan söylemek lazım. Bugün garip bir gündü yahu bu arada.
Bu motorların arkasındaki Türk Bayrakları çok hoşuma gidiyor, bir de boğazın değişik yerlerindeki dev bayraklar. Sabah gelirken hep bayrağın önüne oturmaya çalışırım şayet çok fırtına yoksa, bayrak arada bir enseden bir kesik alır akıllı ol efendi ol mahiyetinde. "Varlığım, Türk varlığına armağan olsun, Ne mutlu Türk' üm diyene! (iyi dersler arkadaşlar)" şeklinde bitiriyorum sözlerimi size gençliğinizi hatırlatmak pahasına.
Eski dostlar pek değerli olur bilir misiniz? Her ne kadar dünyanın en dengesiz, en agresif, en küfreden, en müşteriye artistlik yapan ve en şişe fırlatıp bardak kıran garsonunun olduğu Kahve Dünyası' na götürseler de sizi. Tüm gün içimde bir sıkıntı, nasıl anlatsam, nerden başlasam, bir bakmışım, uçmuş gitmiş bizim gençlerin yanında. "Eee senle pek konuşamadık." Ne konuşacaksa artık. :)

Pazartesi gününden bir kare daha, güzel insanlar, her daim her görüşte sarılınası insanlar, gülmekten yarılmalar. Bir de gün boyu konuşulan bir blogger camiası. İlahi Tuhaffiye Hanım vallahi ne desem boş size. :) Bir ömre bedelsiniz, Yasin Bey' in inci gibi cümlelerinden bir alıntı yapmak istiyorum ki Erdinç Bey de katılıyormuş bu görüşe. "Alter olacağına tiki olsun yahu!" Bir tane aklı başında ruhsal dengesi yerinde arkadaşım olmayacak herhalde benim ya neyse, yürekleri yeter. :) Kro bitirişi. -Tuhaffiye Hanım style-

* Bırtlamak : Böyle bir nevi belermek, pörtlemek.

NOT : Tanıma bakıp hizaya gelmek + yazmış olmak için yazmak + içi neden bu kadar çok sıkılmak + özlemek ve özlemek + hayattan bıkmak + sonsuza dek cümle kurmak + international socialisation.

NOT 2 : Şu an dinlediğim şarkının sözleri "İki karpuz bir koltuğa sığar mı? İlk sevilen yar son sevilene anam uyar mı? Biricik öpsem zalım anam duyar mı? Kaçındasın a kafirin kızı anam kaçında, menekşeler kokuyor o senin sırmadan saçında. Ağlama güzelim, sızlama ben yine gelirim, gurbet elde kimseler bakmam sana dönerim." Bu noktada potpori oluyor sanırım Gemim gidiyor baştan, yelkenleri kumaştan adlı şarkıya. Değişik, yaratıcı ve hoş sözler değil mi. :)))

Salı, Kasım 07, 2006

Allah Rahmet Eylesin

Bülent Ecevit vefat etti, düşündüm, neden üzüldüm bu kadar diye, fikirleri benim hayatımın anlamı mıydı ya da en iyi siyasetçi miydi benim gözümde? Yok aslında ikisi de değil, ama çok üzüldüğüm noktalardan birisi insani yönleriyle iyi bir insanı kaybettik, hele de bu insani yönleri sağlam kişi bir siyasetçiyse daha da üzülmek gerek. Göründüğü üzere kaç siyasetçi var ki beyefendi, kibar, ömrünü işine adamış, yolsuzluğa karışıp milyoner olmamış.. Bir de ilişkisi bu kadar göz önünde bu kadar örnek olmuş. Dayanıklılığını, sevgisini her seferinde hissettirmiş. Belki de şair olmanın verdiği bir duyarlılıktır bu kimbilir, iyi bir insan olmak herşeyden önce. Beğendiğim iki yazı var konuyla ilgili. Arkadaşlarımdan Serhan Bey' in ve Günsu Hanım' ın kiler. Bir de Deryik Hanım' ın yazısı.

Pazar, Kasım 05, 2006

Diğer Husular

Hayatimda iniş çıkış istemiyorum evlatlarım, sakin ve durağan olmasını tercih ederim. Heyecan tabi ki olmalı ama kötü bir şeyin getirdiği panik gibi bir heyecan değil de mutluluktan keyiften gelen cinsten olmalı bilmem anlatabildim mi? Kazandığın bir araba yarışında hissettiğin heyecan ya da sevdiğini gördüğündeki gibi bir heyecan olmalı yoksa kavga eden insanları ayırmaya çalışırken yaşadığın cinsten ya da kayıp düşerken yaşadığın cinsten bir heyecan değil. Onun dışında dediğim üzre tercihlerim daha sakin rayına oturmuş bir hayattan yanadır her zaman.
Bu adam var ya bu adam of of of! Yani ünlü olmadan tanıdınız tanıdınız yoksa çok artist olabilir pas vermeyebilir, tanışmak isteyenler benle iletişime geçsin, dünyada yanında vakit geçirmekten en kayif aldığım adamlardan birisidir yer yer kızsam da kendisine çok çok da severim, Mayk' tan sonra dünyanın en iyisidir ayrıca, çok yakında Kallavi' yle beraber sahneleri sallayan yeni bir isim olacaktır. Bir de bizde kalırsa bu aralar bir film çekebiliriz her an.
Motorda da vapurda da açıkta giderim ben ey ahali, hani böyle artiz insanlar olur ya hava sıfırın altında 34 derece de olsa dışarda oturur yakaları kaldırırlar, eller cepte, ufuklara bakarlar, suratlarında karizmatik bir "Düşünüyorum öyleyse varım bir de hafiften üşünüyorum." ifadesi vardır. Ben de onlardanım işte, dün bile ki dünyanın en soğuk günü olabilirdi akşam dışarda oturdum vapurda tek başıma oturmak pahasına olsa da.
Emir Efendi ile buluştuğumuz gün Taksim' de ki çok keyifli bir gündü, ne yaptık dersiniz liselim vardı ya liselim şeklinde İtalyan Lisesi' nin çıkışına gittik, orda 2 tane bank var kapının önünde senede bir gider o banklara otururuz, hatta Emir Bey' le hakikaten geçen sene de bir gidip oturmuşluğumuz vardı orda, eminiz ki çıkan insanlar bizi bir yerden tanıdıklarını düşünmüşlerdir, tabi ki beklediğimiz kişi değerli arkadaşlarımızdan Emre Bey' di, farkettik ki bir sürü insanla tanışmışız o okuldan, sonra Emir Bey' den ayrılınca vapurla geçtik karşıya Emre Bey' le ve özlediğimiz insan Erhan Bey' i görmek için Moda' ya kadar gittik.
Şu konuda tekrar iddialıyım ki tek kişi de olsam yukarda oturum arkadaşım, kimse de beni vazgeçiremez bu sevdadan, ancak yanımda çok değerli bir insan varsa ve oturmayalım dışarısı eser derse bu durumda içerde kalırım. Bu saatten sonra kesinlikle yalnız başıma vapur ya da motor içinde görülmemeliyim. Yaşasın üst kat, yan taraf, ve ufuklara dalıp düşünüyormuş imajı!
Bu hafta bu önemli olaylar dışında da keyfim yerindeydi bol bol. Keyif lazım insana değil mi, hem sınavlardan önce bol keyif depolayalım ne de olsa sınavlarda kaçacak o keyifler değil mi ama. -Sınav kimmiş yahu?
-Merhaba ben ekonomi sınavı!
-Ah pardon abi bilemedim kem küm...
- Kesss!

NOT : Ne zamandır şarkı koymuyorduk değil mi, bu aralar yaratıcılığım yok gerçi hiç o yüzden hazır yapılmış bir şarkıyı benim sesimle sunacağım size yine öncekiler gibi çok şükür pek bir derdim yok ama : Şarkı.