Pazartesi, Temmuz 27, 2009

Montaj Masası



Nağme Hanım ile yaptığımız ve evelki gün kaydettiğimiz güzide eserlerin montajı da tamamlandı, evet sanırım artık Dede Masalları filminin gümbür gümbür gelmesine bir engel yok. Montaj masasından yönetmenimiz Sayat Dağlıyan Bey ve koordinatörümüz Sezen Hanım.

Cuma, Temmuz 24, 2009

Sade Can'dır.


Bugün Egecan Bey'i ne çok sevdiğimi hissettim nedendir bilinmez, arada böyle hissediyorum ben. Pek sevgili dostum Merve Hanım da Antalya'ya varmış, hava kırk bir (kere maşallah) dereceymiş. Yarın ise stüdyoya gireceğiz, Dede Masalları'nın kayıtlarını almak için. Bu konuya daha sonra ayrıntılı da değineceğim. Dün akşam da Melis Hanım bizde kaldı. Bunun yanısıra evelki günlerde Ilgın Hanım ile -nasıl olduysa- bol bol görüştük, bu görüşmelerde yer yer Hayri Bey de göze çarparken bir diğer çarpıcı konuğumuz ise Eda Hanım'dı. Şu sinema dersinden pek keyif alıyorum umarım güzel de bir not alırım. Daha da önemlisi 441'den sağlam bir not almak. Önümüzdeki hafta çabalarımı yoğunlaştıracağım bu hususta. Yazmışolmakiçinyazdım.blogspot.com.

Çarşamba, Temmuz 22, 2009

Darlos


Can Güney Bey'in jargonunu ödünç almam gerekirse şu yaz okulu iyi adam hoş adam ama eve alınacak adam değil. Bunu da böyle not ediyorum. Rüyamda Nil İpek Hanım'ı gördüm, hatta İzmir olduğunu şu an anladığım ama benim rüya boyunca İstanbul sandığım bir şehirde, büyükçe bir evde oturma grubunda oturuyorduk. Remzi Bey, Ozan Bey, Tufan Bey gibi müzik kulübünün ve hatta HTR'nin vaz geçilmez isimleri de vardı. Geceyarısını geçe neden Yunanistan'a konsere gitmiyoruz diyip yola çıkmaya karar veriyorduk. Bana ne oluyorsa ayrıca onu da anlamadım. Neyse ben toparlanırken, siyah kazağım ve uyumlu bir şal ararken Nil Hanım'lar arabayla evin bahçesinden geçip çıkıyorlardı. Ben de koşup durun diye böğürdüm, muzip bir gülümsemeyle geri geldiler. Ben de içeriden eşyalarımı aldım, Antalya'ya benzeyen ama Yunanistan olan yere gittik. Günlerdir Kardak Krizi'ni düşünüp eğlenirken, çaktırmadan kafayı da yemişim sanırım, ayrıca Nil İpek Hanım'a görseller konusundaki duyduğum öfkenin de etkisi var bence rüyada. Eheh.

Pazar, Temmuz 19, 2009

Ah Edgar


Sizin hiç balkonunuza üst balkondan karga/kuzgun düştü mü? Bizim akşam yemeği esnasında annemin sırtını teğet geçerek düştü, içeri koşan annem sağolsun balkonda yavru kuzgunu oyalama görevi bana düştü. Evet evet işte bu geçen gün sokakta gördüğüm uçamayan yavru kargaydı, üst komşumuz benden daha vicdanlı olsa gerek ki onu eve almıştı, lakin şimdi balkonda bakışıyorduk, hayat garip. Neyse ben kuzguncanı konuşarak yatıştırdım, zaten sakinmiş baya, o sırada üst komşu çağırıldı ve karga evine döndürüldü. Ayrıca günün bir diğer mühim olayı mahalledeki ilk komşu ziyaretimi gerçekleştirdim!

Cumartesi, Temmuz 18, 2009

Maddeler Silsilesi


Çimen Hanım beni yazmaya teşvik etmiş konular da itiraflar,

* Her daim bir heavy metal grubum olsun isterdim hâlâ da isterim, hah olur mu dersiniz bence olmaz kolay kolay, ama sahnede "after never neverland" diyemedikten sonra ya da çatallı bir sesle "you take a mortal man" diye şarkıya giremedikten sonra, neyleyem ben müziği !

* Süper iyi birileri beni keşfetsin ama süper iyi bir insan olsun bu kişi istiyorum, benim hikayem de böyle başlasın istiyorum.

* Çok zengin iş adamı kılıklı biri benim isteklerime sponsor olsun istiyorum, misal İtalya'ya gitmek istiyorum dediğim zaman, genç adamsın tabi al biletin git de gezele desin.

* Bir de aklıma geldi bugün anneme anlattım, lise birinci sınıftayken şöyle bir şey yapmıştık, niye yaptık zerre kadar fikrim yok, Korcan Bey burayı okuyorsa bir beni de aydınlatsın. Günün son dersinin son on beş dakikası, ben ve Korcan Bey bir şekil hocam bir şey yapacağız diyerek tahtaya kalkıyoruz, sonra Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar aman aman diye türkü söylemeye başlıyoruz ahahah, sonra baya söylüyoruz sonra nakaratta gezme ceylan bu dağlarda kısmında Korcan Bey tekrar tekrar devam ederken ben önce bir tur oktava çıkıyorum, sonra da yaralıyam yaaaaaar diye uzun havaya giriyorum. sebebi neydi nasıl bir hareket hâlâ çözemedim, bir sebebi yoksa hele dünyanın en süper insanlarıymışız helal olsun bize.

* Her zaman az az konuda genel bir bilgim olacağına, tek bir konuda dünya hakimiyeti istedim, tabi olmadı bir gün olur, olursa da bir Tolkien eseri olur bu konu belki.

* Az iş yapıp çok para kazanmak istiyorum, ya da Eda Hanım'ın tanımıyla çok para kazandıran dandik bir iş yapmak istiyorum. Dandik doğru kelime değildi herhalde ama neyse.

* Gençliğimdeki sosyalleşme hızıma ve karizmama geri dönmek istiyorum ama artık derslerimde de çok çok başarı istiyorum.

* Tanıştığım insanlarla ahbap olana dek bazen isimlerini öğrenemiyorum. En zor an telefonlarımızı alırken rehbere kaydederken ismini yazmadığımı görmesin diye girdiğim çabalar. Playback tuş basışlar.

* En sert itirafın sonuncusu olduğunu düşünüyorum.

* Şeftali yerken uyuz ya da tedirgin olmuyorum ama olanları anlıyorum, yadırgamıyorum.

Yazmaya teşvik edelim diye Nil İpek Hanım'ı dürtüyorum ben de, konumuz itiraflar evet.

Pazar, Temmuz 12, 2009

Ormanlık



Dün bir fotoğraf geldi uzak diyarlardan bir mail ile beraber, beni çok sevindirdi özlemimi arttırdı, bir garip hissettirdi, mutlu etti, falan filan işte, iyi geldi. Jyri Bey'e teşekkürler.

Cumartesi, Temmuz 11, 2009

Das System



Geçen günlerde Nil Hanım'la görüştük bir, kendisini, adına düzenlettiğim karnavalın içinden geçirdim evet, inkâr etmiyorum artık. Sonrasında bir çay kahve içelim derken bir başka güzel olay vuku buldu ve Barış Hoca yanımızda belirdi. Onun da vakti çıktı, geldi bizimle sohbet ettik çay içtik, derken kendisi ayrıldı. Nil Hanım ile ortak kararımız ya da amacımız diyelim artık Barış Hoca ile gerçek hayatta arkadaş olmak. Neyse sonra Nil Hanım'la konuştuk uzun uzun, sonrasında enteresan bir hâl geldi, oturduğumuz yerden kalktık bir daha oturduk. Açıklamayacağım. Sonra yönetmen Sayat Bey geldi, kendisi ile projeyi konuştuk bakalım, kısa süre içinde büyük adımlar atılacak herhalde, hem de Nağme Hanım da benimle olacak bu yolda en güzeli.






Bunlar çarşamba gününün havadisleriydi, perşembe ise okul çıkışı metrobüse binmek üzere otobüse bindim, İdil Hanım'la karşılaştım, kendisi pek eğlenceli bir insan artı yakın komşummuş, mahalle arkadaşı olmaya karar verdik, derken ben indim Avcılar yönüne giden metrobüse bindim teyzemlere doğru. Efendim teyzemin ve torunu Yunus Bey'in doğum günleri kutlamalarını yaptık anneminkini de biraz kutladık hatta, yedik içtik falan derken balkonda duman molası vermişken, teyzem yeni deneysel çalışmam olan sarma sigara malzemelerimi gördü, sonra dur falan derken, içeri gitti geldiğinde elinde 70-80 yılları arasından kalma pek hoş bir Alman yapımı sarma makinesi ve yüzden fazla kendinden filtreli hazır sarma kağıdı vardı. Sonra hiç üşenmeden makineyi söktü, temizledi, kullanımını gösterip, herkese birinciler benden şeklinde bir workshop (ov yeah man) yaptı. Neticede yeni ufaklar açıldı gözümün önünde, tonlarca eski kibrit, hepsi de birbirinden güzel. Sonra içeriden bir kutu çıktı teyzemin hatıralar diyerek sakladıkları, eniştemin eşyaları var, teyzem atmaya kıyamamış, biz ağabeyle bu kararı desteklerken annem ve teyzemin kızı Nalan Ablam da köstekliyorlar. Neticede pek hoş bir fotoğraf makinası ve pervaneye sahip oldum o kutadan çıkan, bir adet de kapak açacağı. Bir de süs mumu vardı onu almadık çok güzel bir şeydi.






Yeni şarkıyı biloktan yayınlamak için, görsellerini bekliyorum. Sabah kahvalt sonrası odamın iç düzenlemesini değiştirdim, artık oturduğum ve yattığım yerler daha çok rüzgar alıyor.

Bu hediye, yeri ayrı, çok güzel, çok kullanışlı.

Pazartesi, Temmuz 06, 2009

Arkadyor



Dün akşam Arka Oda'daydık, Utku Tavil Bey'i hep canlı dinlemeyi merak etmişimdir, sonunda bireysel olmasa da Limbo adlı projesiyle dinledim. Spontaneous sound fiction demişler tarzlarına gayet güzel ve yaptıkları işi net açıklayan bir tanım, Arka Oda'nın da konser atmosferini görmüş olduk, tanıdıklarla, eş dostla görüşmüş olduk. Merak ederseniz buyrun burdan der bağlantılarımı veririm.



Merak edenler için gördüğüm kadarıyla 22 Temmuz'da Dogzstar'da da bir Limbo gecesi var.

Cumartesi, Temmuz 04, 2009

Çok Havalısın Dostum



Merve Hanım ve kavalyesinin çok havalı mezuniyet fotoğrafları, aynı gecede farklı kravatlarla ve saç modelleriyle yakalanan çiftimizin bu hızlı moda çizgisi görenleri şaşkınlığa düşürttü.

Çarşamba, Temmuz 01, 2009

Mezuniyet Balosu


Yok efendim, benimkine daha biraz var da Merve Hanımcığım dün balosunu da gerçekleştirdi, bana da kavalyelik yapmak, sandalyesini ittirmek, efendime söyleyeyim dans etmek (yavaşça) ve dans edememek (hızlıca) düşerdi. Kendime düşenleri yaptığımı düşünüyorum, Merve Hanım'ın bir grup -hep görüp de resmen tanışmadığım- arkadaşlarıyla da vesileyle tanışmış oldum. Aklımda ismen kalan -diğerleri genelde görsel olarak kaldılar- Egemen Hanım'ı pek sevdim. Her neyse Merve Hanım üzerinize afiyet pek güzellerdi, biraz nazar değmiş olacak ki yediklerinden zehirlenmiş, rahatsız şu an kendileri, burdan o kem gözlere bu da yapılır mı hiç, böyle de olur mu, hiç yakışıyor mu yaptığınız diyorum. Neyse portaks adlı Baltalimanı'ndaki mekandaydı mezuniyet. Hasılı kelam yeri güzeldi müzikler güzeldi, insanlar da baya güzeldi, eğlenen insanları görmek farkında olmadan beni de eğlendiriyor. Neticede Merve Hanım ve pek sevimli arkadaşları ile güzelce ve uzunca vakit geçirmiş olduk. Bu da böyle bir ânımdı. Henüz fotoğraf yok sanırım, evet yok.