Pazartesi, Şubat 10, 2014

Emir Bey'e Dair Bir Basın Açıklaması


Bu senenin başında kendimce dedim ki ilk kez müzikal anlamda bazı şeyleri planlayıp programlayacağım ve artık bunlar doğrultusunda daha verimli adımlar atacağım. O yüzden genelde birlikte çaldığım dostlara rica edip bir toparlanalım ve neye ne kadar vakit ayırabiliriz bunları konuşalım istedim. Dostlarla yapılan konuşmanın ardından ben de kendimce inzivaya çekilip bir süre bu konuşmayı neredeyse cümle cümle değerlendirdim ve şu sonuca vardım: Emir Bey artık bildiğiniz şekilde pek de konser verebilecek bir oluşum değil. Daha açık konuşayım, benim şarkılarımı bunca zamandır birlikte çaldığım insanların artık hemen hemen hiçbirinin buna vakti kalmadı. Çoğu ya başka müzikal projelere yoğunlaştı ya da müzik dışı işleri sebebiyle genel olarak herhangi bir şeye vakit bulamaz oldu. Netice itibariyle ortaya çıkan tabloda hayat karşıma farklı insanlar çıkartmadıkça toplu olarak bir performans ihtimalim kalmadı. Toplu performans olmayınca da bence Emir Bey olmuyor, keza belki bir kısmınız okumuştur Emir Bey'i yıllar önce şu şekilde tanımlamıştım:

"Emir Bey, Emir Aksoy tarafından kurulmuş bir hafif müzik topluluğudur. 2007'de kurulmuş olan grup bugüne dek pek çok farklı ortamda konserler vermiş, pek çok farklı müzisyeni sahnesinde konuk etmiştir. Emir Aksoy'un bestelerinin yanı sıra, sevdikleri ve çalmaktan keyif aldıkları eserleri de yorumlamaktan geri durmazlar. Kısacası Emir Bey, farklı müzikal yolları olan dostların beraber huzur bulma ve dinleyenlere huzur verme çabasıdır."


Gördüğünüz üzere tanımdan da net bir şekilde anlaşılacağı üzere ben tek başıma bence Emir Bey olmuyorum aslında, birlikte müzik yaparak huzur bulduğum dostlarla birleşince Emir Bey'e dönüşüyorum. Görünen o ki farklı müzikal yolları olan bahsi geçen dostların artık yolları Emir Bey'den geçmiyor. Emir Bey'den geçen yollar da eskisi kadar huzurlu olamıyor. Bana da bu tespiti yaptıktan sonra başka şeyler yapmaya gayret etmekten başka seçenek kalmıyor.

Üzerinde düşününce fark ettim ki Emir Yargın Efendi'den, Alper Bey'den başlayıp, Nağme Hanım'la, Nil İpek Hanım'la, Can Bey'le, Umut Bey'le, Uluç Bey'le, Tufan Bey'le, Kerem Bey'le, Emir Ağabey'le, Enis Ağabey'le, Berkay Bey'le bu 7 yıl içerisinde Emir Bey adı altında birlikte çaldık, söyledik, konserler verdik; bu güzel insanların yanı sıra Canberk Bey, Günsu Hanım, Aslı Hanım, Gülnaz Hanım, Ceren Hanım, Toros Bey, Emre Bey, Baturay Bey, Mert Bey, Melis Hanım, Tolay Bey, Tuğçe Hanım, Ozan Bey, Tümer Bey, Melike Hanım, Şevket Bey, Yiğit Bey, Asena Hanım, Haluk Can Bey, Can Bey, Melis Hanım, Bekir Bey gibi ilk düşündüğümde aklıma gelen nice dostla da Emir Bey etiketi altında birlikte şarkılar, kayıtlar, video'lar, kısacası müzikli bir şeyler yaptık.

Tek demek istediğim, bugüne kadar benimle birlikte müzik yaptığınız, müziğime katkı sağladığınız ve oluşan müziği -şayet kulağa güzel geliyorsa- daha da güzelleştirip yükselttiğiniz için hepinize nice teşekkürler. Ellerinize sağlık.


Yaklaşık 7 senedir hayalini kurup bir türlü deneyemediğimiz sesi daha 2 ay önceki Aralık konserlerinde anca çıkarabilmiş olmak ve daha da çıkartamayacak olmak biraz üzücü ama şarkıda ve şarkıyı oluşturan dev sözlerde de denildiği üzere: "Dün ile beraber gitti cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım." Üzülecek, ağlanacak, acınacak bir durum varmış gibi yansıtmanın da alemi yok. Hali hazırda bugüne dek biriken besteleri bir şekilde kaydetmeye (Toz ve Tanışma gibi) gayret edebilirim, DemSessions gibi seriler üzerinde yoğunlaşabilirim, müzikli projeler üretmekle ilgili elimden her ne gelirse ona odaklanabilirim, Emir Yargın Efendi'yle çalmaya devam edebilir, müzik danışmanlığı ve müzik yazarlığı konusuna daha sıkı sarılabilirim, karşıma çıkan ve her seferinde deneyim kazandıran bir şeylere müzik üretme projelerine daha çok vakit ayırabilirim, yeni şarkılara yoğunlaşabilirim, eski günlerde olduğu gibi Levent Bey'in, Berat Hanım'ın yazdıklarına ya da kendi notlarıma odaklanabilirim falan filan. Umarım hepsini aynı anda yapmayı başarabilirim. Bunları yapmaya gayret ederken de hem yukarıda ismi geçen nice dostla hem de yepyeni insanlarla yolumun zaman zaman kesişeceğinden de eminim. Ne diyeyim çizmeye çalıştığımız yollarda Allah utandırmasın.

Sarıgül tarzı bu popülist bitirişle basın açıklamama son verirken; müzikle ilgili attığım, atmaya çalıştığım ve atamadığım her adımda yanımda olan, bu son satırlara kadar sabırla okuyan tüm dostlarımın, tanıdıklarımın ve tanımadıklarımın da alınlarından öpüyorum. Eee ne demişler: "Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir." Ehehe hehe şaka şaka böyle klişe biter mi yazı hiç? Hayat biz planlar yaparken akıp gidenlerdir bence. Daha iyi oldu, şimdi bitebilir.

Pazar, Şubat 02, 2014

Güneşli Hava Bizim Canımız


Sabah bir kaç saatimi şu Mavi Büyücüler'i düzenlemeye verdim, içindeki bağlantıları onardım, bir iki hatayı temizledim, yönlendirmeleri falan oturttum, bir de Nil İpek Hanım'ın hatırlatması üzerine Kuğunun Şarkısı'na gereken özeni gösterdim falan filan. Şu hemen sağdaki Emir Bey logosuna tıklarsanız oraya varırsınız. Bir ara da buraya el atmam lazım ancak malum çağımızın en büyük problemi zamansızlık. Bakalım bu problemin de üstesinden geliriz.

Klişe olacak ama hafta sonunun size de yetmediği oluyor mu? Bana çok sık oluyor da bu aralar. Neyse geçen hafta neler olmuş hızlıca bir göz atalım. Öncelikle en güzel haberlerden biri Evden Uzakta cephesinden geldi, kendileri heyecanla beklediğimiz Replikas bölümüyle yeni sezona bomba gibi girdiler çok af edersiniz. Bizim reis-i cumhur şöyle bir cümle yazdı Roma gezisinde, yemin ediyorum aklımızı oynatalım diye uğraşıyorlar! Sonrasında şöyle bir habere denk gelip gülümsedim, derken alttaki yorumu görüp bağırarak güldüm falan. Duyduk ki Can Güngör yeni bir tango yayınlamış adeta 40-50 yıl önceden gelen bir tınıda. Yüzyüzeyken Konuşuruz da Ölmemişiz'in klibini yayınlamış. İyi oluyor böyle olayları twitter'a not alıyorum sonra dönüp bu hafta ne olmuş diye rahatça görebiliyorum. Bir de hiç üzerinde durulmayan şu tip normal haberler çıktı geçen hafta ama dediğimiz gibi bunlar normal.

Yunus kardeşlerle ilgili şöyle bir video'ya denk geldim, sizler de lütfen izleyin, bu konuda bir kişiyi bile bilinçlendirsek kârdır gerçekten de! Boğaz'da her denk geldiğimde dünyanın en mutlu insanı oluyorum, bırakın onlara Boğaz'da denk gelebilme ihtimaliyle yaşayalım.


Kendi kendime dinlerken not düştüğüm bir kaç parçayı da sizlerle paylaşmadan geçmeyeyim, malum güzel şarkı olmasa not düşülmezdi, kime göre tabii ki bana göre. Eheheh.

* Okay Temiz - Denialtı Rüzgarları (esas bunun da içinde yer aldığı bir albüm var Bosporus Bridges diye bir derleme, henüz dinlemediyseniz dinleyin, efsane çünkü)
* Barış Manço - Cacık (yorumların ötesinde)
* Downliners Sekt - Weather Underground (yıllar evvelden vay babamlar)

Son olarak da Listelist'te benim dikkatimi çekenleri bir not düşeyim belki sizin de ilginizi çekerler, bundan böyle her hafta böyle bir uygulama yapacağım (sanırım ve umarım):

King Crimson’ın Efsaneliğine Kanıt 18 Zihin Açıcı Şarkı (mübalağa ve aşırı saygı sevgi içerir)
- Çağdaş Kürt Müziğinin Akışına Yön Veren 20 Ses (ansiklopedik bilgi ve ırkçı atışmalar)

Bugün hava güneşliydi ya ondan daha keyifli yazdım sinirli yazmak yerine.