Perşembe, Ağustos 08, 2019

Kitap Tanrıları ve Bağlaç Lanetine Dair


Sabah kalktım. Duş, tıraş, kahvaltı, giyinme rutinlerimi gerçekleştiriyor ama ne yaptığımın çok da farkına varamıyordum. Bu işlemleri beyinciğe devretmiş olan beyin efendi başka bir konuyla meşguldü zaar. Kaç gündür kafamı kurcalayan soru veya fikir, artık bugün ya eyleme geçecek ya da geçmeyecekti.

Alarmın üzerine on beş dakika daha uyuyakaldığım -ve neyse ki uyandığım- için her rutinimi birkaç dakika daha hızlı gerçekleştirip aradaki zaman kaybını eritmeye çalışıyordum, ama alnımdaki damar biriyle kavga etmemek için kendimi zor tutuyormuşumcasına "kitap, kitap, kitap" diye atıyor, yaptığım işleri hızlandırmaktan çok bu ritmin ve konunun üstüne kurmama sebep oluyordu.

Artık servise yetişmek için evden çıkmama iki dakika kalmıştı, çantaya alınacaklar ve çantadan çıkartılacaklar kontrolüne gelmişti sıra, ne olacaksa şu an olacaktı. Elim kitaba gitti, sanki onu oradan alıp plaj çantasına atacakmışım gibi serinkanlı bir hamleyle çantadan çıkartıp kütüphanenin henüz okunmamışlar rafının önündeki satıha yerleştirdim. Ardından yine her zaman böyle yaparmışçasına bir rahatlıkla hızlı bir göz taramasıyla kendime yeni bir kitap seçtim ve onu çantama attım. Öngördüğüm şekilde zamanın da sıkıştırmasıyla çok oyalanmadan ve bu hamlenin vicdan azabını derinleştirmeden ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Evet, hayatımda ilk kez okuduğum bir kitabı yarım bırakıyordum! Kafamın bir yanı günlerdir üstünde düşündüğüm bu karar hakkında "aman canım sen de, sevmediğin bir yemeği de sonuna kadar yemek için kendini zorlamıyorsun ya" rahatlığındayken, öbür yan "bu yarım bırakılmış bir hedefti, tü senin gibi okura, yazıklar olsun, bunun devamı da gelir artık, hiçbir kitabı tamamlamamakla lanetlenirsin belki de" diyerek midemin bulanmasına sebep olacak şiddette içimi kemiriyordu.

Acaba geri dönülmez bir karar vermiştim de bundan sonra bambaşka bir insan mı olacaktım? Kitap Tanrıları tüm sorumluluğunu kendi başıma sırtlandığım bu hareketten ötürü beni lanetleyecekler ve bundan böyle hiçbir sayfada huzur bulamayacak mıydım? Elime aldığım her kitabı ortasına kadar hiç rüzgârına kapılmadan okumak ve sonra ağlayarak yarım bırakmak zorunda mı kalacaktım? Bugün başladığım bu lanetli kitapsızlaşma sürecinin sonunda ben de bağlaç olan de ve da'yı ayrı yazamayacak bir seviyeye gerileyerek, istemeden aydınlanma felsefesine karşıymışçasına bir imaj mı çizecektim? Veya sonsuza kadar okuyabileceğimden çok kitap siparişi vererek borç bataklarında mı sürünecektim?

temsili görsel *

Bunların hepsini zaman gösterecek, şu an yapabileceğim tek şey onurlu bir şekilde bu kararımın arkasında durmak ve böyle bir şey hiç yaşanmamışçasına yeni kitabıma devam etmek. Tanrı (veya Kitap Tanrıları) yardımcım olsun.

* Çizim Ted Nasmith'e aittir. Morgoth'un Húrin'i cezalandırışını canlandırır.