Perşembe, Kasım 04, 2010

Dışavurumcu Saçmalama

Şimdi iki tip saçmalma var gibime geldi bugün dönüşte vapurda Barış Bey ve Dicle Hanım'la konuşurken. Birinci tip saçmalama, bir talep karşısında gerçekleşen saçmalama. Misal biri bir şey sorar, saçmalarsınız gibi ya da bir olaya beklenmeyen bir tepki verirsiniz ve saçmalamış olursunuz. Lakin buradaki olay, saçmalamanın bir şeylerin sonucunda olmasıdır, yani bir olaya cevap niteliğinde. İkinci tip saçmalama ise, hiç bir sebep yokken saçmalayarak bir olay yaratmaktır. Bu ikincisinin bir türü işte bu benim tarzım olan dışavurumcu saçmalama oluyor. Yıllardır böyle büyük çaplı dışavurumcu saçmalamamıştım, en son işte iki yıl kadar evvel olaylar gelişmişti.

Neyse okulda bir insan var, bu insanın dikkatimi çekme sebebi, nev-i şahsına münhasır bir tarzı olması. Okuldaki tarzı olan çok insan yok malumunuz. Olan tek tük insan da dikkat çekiyor, görsel hafızada yer ediyor. Bu insanı senelerdir görürüm okulda sonuçta küçük yer okul, bir de saç rengi de akılda kalıcı bir renk. Şimdi bu insana A hanım diyelim. A hanım ile ben okul hayatım boyunca ilk kez bu dönem ortak bir ders de alıyoruz ama, tanışacak hatta selamlaşacak bile bir durum olmadı, malumunuz hepimiz cool insanlarız. Neyse bu A hanımın bir de arkadaşı var ona da B hanım diyelim. A hanım ile B hanım birbirine başarılı giyim tarzları konusunda çok benziyorlar, bir de saç rengi olarak, suratlarında da iyi arkadaş olduklarını hissettirecek bir benzerlik var bence. Neyse bu B hanımı ise, A hanımdan çok daha az gördüm okul hayatımca ama işte dediğim üzere bir sefer görseniz ikincide hatırlayacağınız özelliklere sahipler. Neyse bu A ve B hanımları yanyana görmüşlüğüm de var bir kaç kez.


Hasılı kelam bugün çimlerde yürürken A hanımı gördüm, birilerini arar gibi bir hali vardı ya da ben öyle yordum, sonra manzara yönüne doğru ilerledi. Ben de steplere doğru devam ettim ki orda da B hanımı gördüm, o da shuttle'a binmedi steplere oturdu, elinde cep telefonu vardı, birini bekler ya da birinin gelmesini umar gibi bir haldeydi. O yönde işim bitti tekrar manzara yönüne gittim. Egecan Bey'e manzaranın sonuna kadar eşlik ettim, o sırada A hanımı tekrar gördüm, duvara yalnız başına oturmuş bir şey yapmazken, sonra Egecan Bey'i manzaranın sonuna bırakıp geri dönerken dışavurumcu saçmalığımı da yapmış bulundum.

A hanıma önce "merhaba" -bilen bilir gerçekten merhaba derim, meraba değil- dedim, sonra da biliyorum saçma gelecek bu söylediklerim çünkü tamamen varsayıma dayanıyor ama, sizin size benzeyen bir arkadaşınız var (B hanım) az önce onu da steplerde otururken gördüm yalnız, sizi de burda görünce şarjınız falan bitmiştir, haberleşememişsinizdir diye bir haber vereyim dedim. Teşekkür ederim, iyi oldu gibi bir cevap aldım. Arkama bakmadan oradan uzaklaştım sonra. Artık sapık damgası mı yedim, deli mi bilemiyorum ama böyle gözüme çarpan bir olayı, açıklığa kavuşturmak istedim ve denedim. Umarım topluma bir faydam olmuştur. Bu da böyle bir hikaye.

3 yorum:

pın dedi ki...

emir feci güldüm ya! :) merHaba ile başlayan harika bir dışavurumcu saçmalama! yalnız o otobüs hikayesi var ya, onu çoluğuma çocuğuma anlatacağım ilerde. kelimenin tam anlamıyla muhteşem bir şey o. durup durup hatırlıyorum yani öyle bir yeri var hayatımda.

batu dedi ki...

bravo!

Emir Bey dedi ki...

ne mutlu yahu sizi güldürebilmek, ben de bu arada baya güldüm şu an yine şaşırdım kendime

desteğin için teşekkürler batu