Milyon tane iş oldu geçtiğimiz hafta, o derece ki blog yazacak vakit olmadı. Sakareller ile kayıt yaptık öncelikle, geçtiğimiz Cumartesi'nin en çılgın olayı buydu. Tüm gün Deneyevi'nde geçti. Deneyevi de pek havalı bir stüdyo, ekipmanın, kalitenin dibine vurulmuş. Ergin Bey oranın sahibi, çok iyiydi her şey gerçekten. Barkın Bey ve Metin Bey de vardı bizim kayıtlarımız almak üzere. Kime ağabey desem kızıyor bu aralar, o yüzden blogumun da ritüelleri gereği herkese bey ve hanım diyeceğim. Bizim grubun dışında bu üç değerli insan da müthiş bir efor harcadılar o gün, her şeyi titizlikle hallettiler. Sandık'ın tamamı, diğer dört aranjmanın da vokaller dışındaki kısımları halledildi. Sandık isimli yeni Sakareller parçası Karga'nın toplama albümünde yer alacak böylelikle. Bir koca günü böylece atlattık, hafta içindeki diğer günler biraz boğucuydu. Merve Hanım'la görüştüklerimizi bu genellemenin dışında tutuyorum.
Ünlü mezuniyet sonrası depresyonu gerçekmiş, ben de bunu hissettim, işte bu boğuculuktan kastım biraz da buydu. Bu arada yukarıdaki cumartesiden bir gün önceki cuma da pek değerli dostlar İpeknaz Hanım'la ve Emre Bey'le görüşme fırsatım oldu. Buna da pek çok sevindiğimi belirtmeden geçemeyeceğim. Bu geçtiğimiz perşembe de annemle bir Eyüp turu gerçekleştirdik ki her açıdan verimli geçti. Oradan dönüşte Karaköy - Tünel - Galatasaray - Cihangir - Tophane rotası izledik ve Yusuf Ağabey'in dükkanına uğradık. Annemle orada bir kaç saat oturduk, hem sohbet ettik hem de sağolsun Yusuf Ağabey bizim bilgisayarın işlerini çözdü. Hasılı kelam Karaköy'den vapurla Kadıköy'e geçtik, akşamında da yürümelere doymayan ben Merve Hanım ve Müge Hanım'larla Cadde'de yürüyüş yaptık. Burdan yine bir geri dönüş yapıyorum, bir gün de Merve Hanım ve Tina Hanım buluşmuştuk da o gün de çok keyifli, sohbetli, neşeli geçmişti belirtmeden geçemeyeceğim.
Son olarak bu Cuma'dan itibaren yine ekstra bir yoğunluk vuku buldu. Cuma öğlen İmre Hanım ile buluştuk, kendisi de en az ağabeysi kadar Parizyen biri. İstanbul'a geliş sürprizinden başlayan hikaye, çocukluğun derinliklerine kadar ilerledi. Yasemin Hanım ve Kerem Bey de bize katıldılar bu arada. Yeni insanlarla tanışmayı pek sevdiğimden olsa gerek çok keyifli bir gün geçirdim, bunda tanışılan insanların pek keyifli insanlar olmasının da katkısı büyük. Kendilerine tüm gün musallat olmam ve kötü bir tavsiye sonucu kendime bir paket Djarum hediye ettirmem pişmanlık duyduğum noktalar. Dönüşte yollarımız ayrılmadan evvel İmre Hanım'ın bir diğer arkadaşı Ceren Hanım'la tanıştık ki kendisiyle aynı okuldanmışız ve kendisi festivalden dertli bir insanmış. Ayrıca bu süreç içersinde, bir adet pek güzel telefon aldım ve Metin Bey ve Barkın Bey başta olmak üzere Replikas üyelerine rastladım. Akşama doğru yollarımız ayrılsa da bu keyifli vakitten ötürü İmre Hanım ve dostlarına müteşekkirim.
Cumanın akşamında Merve Hanım'la Kadıköy'e gittik, pek değerli lise dostlarımız Melis Hanım, Sevda Hanım, Ekin Bey, Olcay Bey ve geç de olsa Korcan Bey bizleri yalnız bırakmadılar. Amacımız pek değerli dostumuz Egemen Bey'in de bas gitar çalıp yardımcı vokal yaptığı grup Yeniharman'ı Shaft'ta dinlemekti. Dinledik. Cover çalan çok olur besteleri böyle hoş geliyorken keşke hep beste çalsalardı diye düşündüm. Sonrasında bir yarım saat oturduk, Egemen Bey'le hoş beş ettik, özlüyor insan birbirini. Ekin Bey'in de saksafon çalmaya başlamasına pek sevindik.
Cumartesi gününe gelirsek Küçük Çekmece yönüne giderken ailece trafikte iki buçuk saat kalmamızın sıkıntısıyla güne başladık. Teyzemi ve yeni torunu gördük. Baya küçük ve komik bir tip Yusuf Bey olmuş adı, ağabeysi Yunus Bey ile de uyumlu. Ben erken ayrıldım oradan, metrobüs artı tramvay ile bir küsür saatte Karaköy'e ve Tünel'e geldim. Sakareller olarak buluşup, stüdyodan alınacakları alıp, bize gönderilen araca atlayıp Hayat TV stüdyosunun olduğu Kocamustafapaşa'ya doğru yola koyulduk. Karaborsa adındaki canlı yayınlanan kültür sanat programının bu haftaki konuklarından biri de bizdik. Uydudan izlenebilen kanal bazen internetten de izlenebiliyordu. Ses ayarlamaları falan yapılırken Teoman Bey geldi. Kendisi Sakareller'i pek sever, biz de onu. İyi ki denk geldik programda. Program da gayet keyifliydi üç saat sürdü. Başar bizi temsilen sohbet masasındaydı. Teoman Bey dışında iki tane de kadın konuk vardı biri tiyatrocu biri video art icracısı olmak üzere. Pek keyifliydi program biz de toplamda altı şarkı çaldık beşi albümden olmak üzere. Güzel bir canlı yayın deneyimi de yaşadık. Dönüşte de bizi Söğütlüçeşme'ye kadar bıraktılar, istesek daha bırakacaklardı, pek güzel ağırlandık yani.
Bugün ise öğlene kadar uyudum o yorgunlukla. Sonra Yusuf Ağabey ve Afra Abla geldiler. Yemek yedik, bol sohbet ettik. Akşam da Merve Hanım uğradı bir. Böyle yani gelişmeler. Şu bir haftada milyonlarca olay olabiliyor. Bu yazıdan çıkan ders bu. Yarın ya da bu akşam (pazartesi) Nardis'te Spooky konseri var herkese tavsiye ederim, çarşamba da Bananas rüzgarı Bronx'ta esecek gibi. Haberler gelişmeler bu yönde. Şimdilik esen kalın. Umarım bir şeyleri atlamamışımdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder