Şimdi değerli okurlar -
vuuv çok havalı oldum- geçen gün derse gittim, derse gittim deyince %50 ihtimal matematiktir bu çünkü matematiğin kredisi diğer 2 ekonomi dersinin toplam kredisine eşit. Neyse dersin yeri değiştirilmişti kuzey kampüs' de ETA mı ne öyle bir yerdeymiş. Her neyse konudan sapmayalım, ben, Buket Hanım, Ayça Hanım bir de Elif Hanım dördümüz girdik derse, sınıf kalabalık ve ders de yeni başlamış kıvamdaydı, arkadan dolanıp üçüncü sırada Batu Bey' in yanına dizildik hepimiz,
Genco Fas isimli hocamız da bizi bekliyor ve izliyordu, sonra bana baktı bir süre, dedim bakalım bu sefer ne diyecek ve ben neremle anlayacağım. Sonra "
Biloğuna yazmışsın." dedi, 0,3 sn bir kilitlenmenin ardından -
artık çabuk atlatıyorum kilitleri- ne diyeceğimi bilemediğim bir vakit geçti, bu arada biloğun ne olduğunu ve benim biloğumu bilen insanlardan "
vuuuuv, vay beee, helal olsun ne popüler sayfan var, kim tutar seni" gibisinden nidalar yükseliyordu. En sonunda "
kötü bir şey yazmadım ki" gibi bir ilkokul 3. sınıf cümlesi kurabildim. Hoca da güldü eğlendi falan derken neyse derse geçtik, "
vay be hoca bile biloğu okumuş" gibi komik düşüncelerle ders boyu -
çok afedersiniz- mal mal sırıttım. Sonra tenefüsten dönüşte dersle ve ya sınavla ilgili bir şey sordum hocaya, ardından "
senin bilok da güzelmiş" dedi, kendisiyle ilgili son dedikoduları öğrenmek için -
tamamen kendi senaryom- google dan ismini araştırırken denk gelmiş. Sizin de mi bilok var falan dedim maksat cümle kurulsun. Biz bu duruma Tuhaffiye Hanım mertebesine ulaşmak diyoruz çünkü onun bölüm hocalarından birisi de derste bir süre kendisine kilitlendikten sonra "
bir genç kızın güldüğü değil mi?" demiş. Neyse. Bu platformdan
Genco Fas hocama sesleniyorum tekrar, hocam sizin de iş zor vallahi, bir ton -
kendi adıma konuşuyorum- anlayışsız insana, sizin bölümünü okuduğunuz bir dersin
-mühendislere göre- çok kolay bir kısmını anlatmaya çalışıyorsunuz. Biz de anlamaya çalışmıyor değiliz tabi de işte bakalım. Ayrıca bu bahsettiğim hocamızın benim gözümde bir kaç kademe yükselmesini sağlayacak bir şey daha oldu ki bu da TB binası ile duygusal bağları olmasıdır. Olayın geçtiği gün sadece o güne mahsus başka bir sınıftaydık, klimalı, geniş sıralı bir sınıftı (ama kuzeyde tabi), bundan sonra dersi neden burda yapmıyoruz diyen arkadaşlara, "T
B çok güzeldir, ben orayı çok seviyorum." gibi cevaplar vermiş hatta ama burası klimalı hem sıralar da çok geniş diyenlere de (ki Buket Hanım dedi bunu), "
o sandelyeler ne güzeldir" diyerek duygusal bir sesle TB' deki sınıfı övmüştür. Ayrıca kendisi karizmatik de bir insandır, ses tonu güzeldir -
tabi duyabildiğim zamanlarda- biraz bohem bir havası var, biraz da nasıl desem neyse demeyeyim.
Tabi neticede hocanın iyisi kötüsü sınav salonunda belli olur. GGŞ' nin açılıp açılmayacağına bağlı herşey. Son bir noktaya daha değinip Genco Fas hoca konusunu kapatacağım, misal bir x hanım/bey kişisi hocaya soru sordu, soruyu dinlerken bir yandan elindeki tebeşir parçasını havaya atıp tutuyor bu hoca, en önde otursam ve soruyu soran da ben olsam o tebeşiri havada yakalarım,
"you got it ha bro?" derim.
Başka neler not almışız bakalım :
* Kargalarla profilden benziyoruz, Allah ömrümüzü benzetsin.
* Sabah Üsküdar' da Kabataş motoru yanlayarak (
drifting ov yeah) önüme çekti, yani bir ton insanın içinde tam burnunun ucu benim önümde duracak şekilde yaklaştı ki sağı solu da boştu. Ben de kaptana bakıp selam çakıp ilk binen oldum. Çok havalı !
* Kısıkılı diye bir yer var bu tarafta, sabahları bazen ordan kalkan otobüslere biniyorum Bağlarbaşı mevkiinden de bir de Bulgurlu var, o yüzden zihnimin bana bir oyunu olsa gerek bu Kısıklı' yı da Kısırlı diye okuyup, canımı kısır çektiriyorum. Annem müthiş yapar lakin midem yanar
reflö / reflü / röfle falan sanırım.
* Bu arada ne zaman
TB dense, aklıma herşeyden önce
Torbaköylü Bagginsler geliyor.
* Dönüşte motordayken, önümüzden Royal Princess adlı dev yolcu gemisi geçti, ah yahu orda olacaksın, dertsiz tasasız, tanımadığın lakin etkilenmeden de bakamayacağın bir şehre bakacaksın hem de en güzel saatlerinde. Sanırım şaire bağlamak üzereyim, halbuki şiir konusunda tek tük örnekler dışında tıpkı
Jelatin Hanım gibi düşünüyorum.
* Ama yine aynı şiir konusunda mesela çok güzel bir bestenin güftesi olmuşsa tamamen fikrim değişir, hayran kalarak dinlerim, hatta şarkının önünde önce şiir gibi okunması -
tabi karizmatik bir sesle- hoşuma bile gidebilir. Bakınız Cinuçen Tanrıkorur.
* Bir de
çok hoş bir blogger (bilogır) buluşması var da Allah' ım gidebileyim inşallah. Tam sınav arifesi yahu, hem de math106 sınavı, hocam bari yazıyı sınavdan önce okuyun da sözlüme yüksek not verin.
Ehehehehe.
