Cumartesi, Ocak 08, 2011

Dört


Fotoğraflara baktım şöyle her örnek ve eski bilogır gibi bir "geçen yıl muhakemesi" temalı yazı yazayım diye, sonra hem fotoğraf seçemedim, hem de yazmaya üşendim vazgeçtim. Bir ara hâlâ popüler ve takip edilen ya da diğer bir deyişle "sevilen bilok olmanın 3-5 yolu adlı" rehberi de yayınlayacağım ama şimdilik ona da üşeniyorum. Gözümde büyüyen bir final paper'ım var ki beni okula bağlayan tek şey o kaldı şu an. Sonrasında çalışmak mı var ne varsa kaderimizde göreceğiz. Burada ne yazıyorsa o. Buarsı dediğim de bilok değil. Bu laf söylenirken, genelde alın işaret edilir, bilmeyenler bilsin artık. Dün tekrar Okan Bey'in bloguna girdim, her seferinde her yönüne hayran kalıp çıkıyorum, nasıl tasarım, nasıl içerik falan hop derken, başım dönüyor düşecek gibi oluyorum ama oturduğum için çok da kötü olmuyorum. Siz de bakın ve o sağ üst köşedeki resmin altındaki site özelliklerine bir göz atın. Punkreas'ı zaten bilmeyen yok sanırım.


Bugün de bir eş dost buluşması yaptık, bu sene bol buluşmalı geçecek zaar. Merve Hanım, Pelin Hanım, Umut Bey, Emir Yargın Efendi, Pelin Hanım ve Ceren Hanım'dan oluşuyordu kadromuz. İsmini duyamadığım iki kişi daha vardı yanımızda, bir de gecenin sonunda biz ayrılırken gruba katılan Ceren Hanım'ın kardeşi Onur Bey. Hava o kadar erken kararıyor ki, biz saati 2300 sanarken meğersem saat daha 1930 falan oluyor Allah sizi inandırsın. Meydana varmadan bir de bizim pols cemaatini ziyaret ettik. Eylül Hanım ve Anıl Bey, Özge Hanım, Umur Bey, Aslı Hanım ve Sema Hanım vardı grubumuzda. Bu cümleyi de kurduktan sonra fark ettim ki tam anlamıyla bir ne yaptım ne ettim yazısına daha burada son veriyorum. Komik hareketler yapıyorum. Dostlarımı da pek çok seviyorum. Hah bir de unutmadan Nublu ne güzel bir yer erken saatlerde, bir de mutlu saatlere denk geldik, bir de hepsinden en güzeli 123 soundcheck'i vardı ve içeri girmemizde bir mahsur yoktu. Tesadüfler, ne büyüktüler. Daha ne olsun?!


Önceden söz verdiğim üzere yazıyla alakasız ama birbirinden güzel ve alnı kırışık Ozan Eicher Fotoğrafları ile burayı süslüyorum, bir adet Emir Bey bir adet Sakareller konseri hatırası.

2 yorum:

Eylül dedi ki...

Emir bey, ben de sizi çok seviyorum kendi adıma. Anıla Anıl bey dediğim günlere döndüm şu hitap biçiminizle, pek acayip. Kendisi size siz diye hitap etmek ve üstüne de "dayı" diye seslenmek istediğini beyan etti bana. İnsanlar üzerinde değişik etkiler yaratıyorsunuz. Kısmet tabii.

Emir Bey dedi ki...

Kısmet tabi Eylül, hislerimiz karşılıklı.