Salı, Nisan 12, 2011

Sandık


Allah sizi inandırsın, bilok yazacak vakit kalmıyor bazen. Deseler 2005'te, böyle günler gelecek, insanların bilok yazacak vakti olmayacak, inanır mıydım? İnanırdım. Pek çok olay vuku buldu bu yazmadığım esnada. Hızlıca geçecek olursak, Merve Hanım ve Emir Yargın efendi ile Nada konserine gittik, iyi ki de gittik. Bunla ilgili bir sayfa yazı yazılır ayrıca ama grubun üçte biri beni görmezden geldi ona bozuldum, hahah. Mispis konseri geçti bir adet, her zamanki havalılığında, Nişantaşı'nda devam etti gece, sabah bilinçsizce kalktım. Anne hanım Antalya'ya gittiğinden bir kaç gün böyle geçti. Emir Yargın Efendi'nin sahnesine yakışayım, hareketli gitarist olayım diye odada atlayıp zıplarken belimi sakatladım. Bravo. Yeni yeni geçiyor, Sakareller provası yaptım. A Hanım, Emre Bey ve Kerem Bey'le tanıştım. Hayat enteresan! Birlikte Arkaoda'da noise'lara gark olduk aylar belki de seneler sonra. Bundan evvel aynı gün Merve Hanım'la araba yıkadık, pek değişik oldu, özellikle çıkar çıkmaz yağmur yağması. Araba tekrar çamur olunca da hava güneş açtı! Sonra Koşuyolu, sonra Fenerbahçe, keyifli bir koşturmaca. Bugün Oyungezer dergisinden Damla Hanım ve kameralı dostu Sakareller'le röportaj yaptı, o da keyifli geçti, yani eğlendik aslında, sonrasında da Nada'nın albümünü aldım, daha dinleyemedim o ayrı. Yarın akşam Karga'da Kompile Karga 2'nin lansman partisi varmış, hani içinde Sanık'ın da olduğu albüm, bir gidip bakacağız. Biz girince Sandık çalmazlarsa, çıkar dönerim. Cuma akşamı ise Peyote'deyiz Sakareller'ce. Toz ve Toz ile birlikte, cumartesi ve pazara şimdiden değinmeyeyim yazarken yoruldum keza.


Hiç yorum yok: