Pazartesi, Eylül 17, 2012

Mecbursun


Sezonun ilk hastalığını yaşıyorum ne yazık ki, bir grup arkadaşımdan geç olmama rağmen hiç olmamayı başaramadım. Aslında erken olup uygun taksit fırsatlarından da yararlanabilirdim belki ama o an akıl edemedim. Şimdi ise sadece burnum değil, beynim ve yüzüm de tıkalı gibi hissettiğimden, taksitmiş, krediymiş, indirimmiş pek umrumda değil. Tek sinirlendiğim şey -ki senelerdir buna sinirlenirim- arkadaş modern tıp diye övündüğünüz şey nezleye gribe hâlâ bir çözüm bulamıyorsa, bırakın gidin buraları. Kaç senelik birikim var hâlâ bir hap ya da bir iğne bu işi 2-3 saatte çözemiyorsa yazıklar olsun, tabi bu işte ilaç kartellerinin de bir parmağı yok değildir, misal serçe parmakları buradadır bence. Neyse tüm modern tıbba ve bir kısım alternatif tıbba buradan yazıklar olsun diyorum bir kez daha bu vesileyle. Gelelim haftanın önemli olaylarına:

Varan 1, Cuma gecenizi kesinlikle doldurmayın. Çünkü Emir Yargın Efendi'yle birlikte Ice Bar sahnesinde olacağız. Konseptimizin adı 3hundred 5 hundred olacak, isminden de belli olacağı gibi tamamen dans etmeye ve eğlenceye dayalı şarkılar olacak o gece listemizde, hatta buyurun size o gece ve o konseptle ilgili yazılmış metni paylaşayım:



Emir Yargın, 3hundred 5hundred Live konseptiyle Ice Bar’da!

Elektronik müziğin yaramaz çocuğu Emir Yargın ‘3hundred 5hundred’ konseptiyle Ice Bar’ı eritmeyi deniyor! 3hundred 5hundred, müziğin ve görselliğin muhteşem birleşimiyle size iki saat boyunca aralıksız bir eğlence vaat ediyor. Yargın, 3hundred 5hundred performansında kendi şarkılarının yanı sıra 80’ler, 90’lar ve günümüz dans parçalarına da fazlasıyla yer veriyor. Yargın, Ice Bar için yeniden düzenlediği repertuarıyla, seyirciyle iç içe, parti yapmanın ve kurt dökmenin ön planda olduğu keyifli bir atmosfer yaratıyor.

Robot dostları ile birlikte olduğu ‘Tokat’, rutin hayatından sıkılıp kendini Rusya’ya attığı ‘Bu Gece’, dans ettirirken güldüren ‘F*cker Discotheque’ klipleriyle her seferinde bambaşka bir şekilde karşımıza çıkan ve elektronik dans müziğinin en çarpıcı örneklerini dinleyicisine sunan Emir Yargın, ‘3hundred 5hundred’ konseptiyle de müzik piyasasının tabularını yıkmaya devam ediyor.

Kendinizi ağzınız açık olan biteni izlerken ya da zıplayarak sahnede şarkı söylerken bulabilirsiniz.


Normalde girişi tahminimce 40-50 lira olan Ice Bar'ı ziyaret etmek de bu gece konsere gelen dostlarımız için ücretsiz olacak, size de gelip eğlenmek kalıyor. "Ice Bar'a nasıl gelirim?" dediğinizi duyar gibiyim. Efendim metroya biniyorsunuz, Maslak'ta iniyorsunuz, metro çıkışında Windowist tabelalarını takip ediyorsunuz ve Ice Bar'ın önünde buluveriyorsunuz kendinizi. Zaten bu Windowist dediğimiz yer Ice Bar'ın da içinde bulunduğu bina oluyor çünkü. Neticede gelmesi pek kolay. Dönüşte de Maslak merkezi bir yer olduğundan metro bitmiş bile olsa minibüsle, Zincirlikuyu'ya ya da Beşiktaş'a kolayca ulaşıyorsunuz. Neyse diyeceğim o ki, bir şekilde gelin, hem bu havalı mekanı bir görün, hem güzelce eğlenelim.

Varan 2 diye bir şey yok aslında. Ancak üç tane not almışım bahsedeyim diye. Bunların üçünün de müzikle ilgili oluşu da cabası. İlki benim ve bilenlerin çok zamandır beklediği bir gruba dair. Grubumuzun adı 6Pack. Evvelden Zebrass'tan tanıdığımız isimlerin yanı sıra, başkaca pek değerli müzisyenleri de bünyesinde bulunduran bu oluşum, hiç şüphesiz kısa zamanda kaliteli müzik ile eğlenmek isteyen İstanbul dinleyicisini avucuna alacak. Fikir versin diye şunu izleyin/dinleyin diyorum.

Diğer bir notumu Kola adında bir gruba dair. Nasıl tanıştığımı tam hatırlayamıyorum ancak birinin Facebook'tan paylaşmasıyla dinlediğimi hatırlıyorum hayal meyal. Bir kaç gündür de aralıksız olarak Zombiler İstanbul'da adlı parçalarını dinliyorum. Pek iyi ya da ecnebice very nice dediğimiz türde bir eser. Siz de dinleyin diye yazdım buraya.

Son olarak bu sezon düğünden düğüne koşarken en son kendimizi Tolay Bey ve Tuğçe Hanım'ın düğününde bulduk. İki şey çok hoşuma gitti bu düğünde: İlki çiftimizin kendi yaptıkları ve birlikte söyledikleri parça çalarken düğüne girmeleri, ikincisi de düğünün en sonuna doğru Tolay Bey, Tuğçe Hanım ve Özer Bey'in ses sistemi olmaksızın gitarlarını çalıp şarkılar söylemesi ve davetlilerin etraflarında çember oluşturup kah oturup kah dikilerek bu zarif şarkıları dinleme şansına sahip olmalarıydı. Daha samimi az şey olabilirdi zaten bir düğünde sanırım.

Merve Hanım buradaydı dün ve bugün ancak yarın bir kaç günlüğüne ailesiyle birlikte ablası Ayşe Hanım'ı ziyarete gidecekler Oulu'ya, artık dönüşte hasret gideririz umarım ben de iyileşmiş olurum hem, buradan da Oulu'ya sevgilerimizi iletiyoruz bu vesileyle. Yarın da Sakareller'in henüz yayınlanmamış olan EP'si için ufacık bir gitar kaydı yapacağım, umarım her şey yolunda geçer! Cuma görüşene dek sevgiler ve esenlikler!

Not: Şu eser çok zamandır ilk kez önüme nota bulup taklit etmeye çalıştırdı kendisini, siz de dinleyin pek zarif.

Hiç yorum yok: