Salı, Temmuz 01, 2014

Kamayor'un Ardından Konsere Dair Notlar


Geçtiğimiz Cuma kimi dostların "ilk kez bu denli sakin bir Cuma geçirdim" şeklinde yorumladığı bir geceye imza attım. Bir alttaki yazıda da bahsettiğim üzere Kamayor'da (uzun adı: Kamayor Sanat Atölyesi) mekanımızın adına layık oma çabasıyla naçizane sanat yapmaya gayret ettim. (Bülent Ersoy gibi "san'at" diye telaffuz edin lütfen, düşüp bayılıyor sonra.) Tek başıma bir şeyler yapmalıyım ya da yalnızlık özgürleştirir gibi fikirler konusunda çevremde en geç "olgunlaşan" kişi olduğum için ve kimi adımı atarken zerre düşünmeyip kimisini atarken ışık yıllarınca düşündüğüm için kararı vermemle uygulamam arasında 2 mevsim geçti. Olsun, geç olsun güç olmasın.


Gelelim konsere, öncelikle çok V.I.P. (they were really very very important people, mark my word) konuklarım oldu, hem aile eşrafından, hem ofisimden, hem okyanus ötesinden paraleller diyarından, hem Anadolu'dan hem Rumeli'den. İş dünyası, sanat dünyası ve ev dünyasının tanınan simaları bu gecede buluştu yani. Tek başına çalıp söylemeyi -hem de Kamayor gibi herkesin pürdikkat dinlediği bir yerde- özlemişim öncelikle. Bu konsere özel olarak Kanatları Gümüş, Kan Kokusu (ve az Balta), Cenaze ve adını henüz koyamadığım yeni parçamı ilk kez sahnede çalmış oldum. Aralarda biraz daha fazla konuşmaya özen gösterdim, sahneyi hep derdimi anlatma aracı olarak görmemden kaynaklanıyor bunlar. Nil İpek Hanım ile Umut'u, Emir Yargın Efendi ile Eylül'ü söyledik, onlarla yapılan her iş güzel olur zaten, keyfini tekrar belirtmeye gerek yok. İcrâ esnasında ufak tefek çalım hataları olmuşsa da konserde de belirttiğim üzere benim değil Merve Hanımcığımın hediye ettiği gitarın kabahati hep bunlar. İlk akustik gitarlı konserim olarak da buraya not düşelim bu konseri.


Şirin Hanım ve Vedat Bey (abi mi desem soruları kafamda dönmeye devam ediyor ama şarkıda Vedat Bey diye geçiyor diyorum kendime) ikinci yarıya yetiştiler. Ev sahibi olup geç kalarak da buraya bu satırları not düşmeme vesile oldular. Şirin Hanım sezonu benle kapattıklarına sevindiğini belirtti, Vedat Bey de "İpek Yolu gibi sesin var" dedi, ikisine de ayrıca sevindim. Eve dönüş yolunda annem ve Merve Hanımcığımla yapılan değerlendirmelerde 10 üzerinden 8 aldım. Merve Hanım 7 verecekmiş ama aralarda komik konuşmuşum ondan 1 puan yükseltmiş notumu. Nil İpek Hanım'ın aynı geceye dair gülümseten notlarına şuradan bakabilirsiniz ayrıca. Neyse güzel konserdi hasılı kelâm. Ağustos'ta bir tane daha olacak inşallah. Arada başka olur mu bilmem.


Bunlar da bu ay ofisten gözüme çarpan ListeList listeleri, eve iş getirmiş gibi oldum:

* Dünyanın Eksiklerini Belirleyen Anket: Benim Dünyam (My World) - Çok etkileyici ve pek çok çalışmaya ilham verecek bir bilgi havuzu oluşuyor, üstelik o havuzu da doğrudan paylaşıyorlar, keyfe göre filtrelenebiliyor.
14 Maddeyle Yeni Havalimanımız ve Talih-siz Kuşlarımız - Engin Bey'in listesini okurken yürekten bir oooof çekmemek namümkün.
17 Zarif Şiiriyle Bir Güzel Şair Özdemir Asaf - Bir başka güzel insan daha.
Balık Burcunun Aslında Hiç de Ezik Olmadığına Dair 18 Kanıt - Evet ben ve yıllardır içimde birikenler.
* 'Fazla Şiirden Ölen Şair' Edip Cansever ve 15 Eseri - Fazla şiirden ölmesin şairler.
13 Unutulmaz Şarkıyla Efsane Müzisyen Uzay Heparı - Ustalara saygı ve bitmeyen sevgi kuşağı.

Ve Pürtelaş 3+1 özel:

7. Bölüm: Ortalığı havaya uçuran, akustik müzik programı duvarlarını yıkan bölüm, Ah! Kosmos.
8. Bölüm: Siyah zürafa şekline bürünmüş Tanrı'yı Instagram'a koymayı amaçlayan bölüm, Şirin Soysal.
9. Bölüm: Şarkı yazımının en güzide örnekleriyle dolu bölüm, Orkun Tüzel.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Gitari özel, mekani güzel, seyircisi VIP olan bir konseri daha kacirmis olmanin üzüntüsünü yasamaktayim :) Gercekten daha cok konusup, seyirciyle azicik daha göz göze geldiysen eger, seni yürekten kutluyorum. Zaten baska da bir eksigin yoktu müzikal anlamda!