Pazartesi, Mayıs 11, 2020

Turgay Bey'in Ardından


Bugün Turgay Bey'i kaybetmişiz, motorsikletliymiş ve tabii kasklı, ceketli ama yine de sadece motorsikletli deyince bile kötü olasıkların hepsi geçiyor hepimizin aklından çok normalmişçesine, ne acı. Sabah duyup da bir süre inanamadığım sonrasında ise aklıma aldırmakta zorlandığım için kitap okuyarak, bilgisayar ekranına bakarak üzerinde düşünmemeye çalıştığım bu konuyu tabii ki aklımdan atamadım, yine yazmaya sığınıyorum.

Turgay Bey ile aynı departmanda ama neredeyse hiç kesişmeyen işlerde çalışıyorduk. Yaklaşık iki senedir tanışıyorduk kendisiyle, işlerimizin kesişmemesi sebebiyle kendisiyle muhabbetimizin ilerlemesine müzik sebep oldu. Müzikle ilgilenen, müziğe vakit ayıran bir insandı Turgay Bey, hatta bir süredir gitar öğrenmeye başlamıştı. Bir konserime geldikten sonra benim müziklerimle de ilgilenmiş, yaptığımız kayıtlar ve şarkılar üzerine fikirlerini paylaşmıştı sağ olsun. -Anlamsız bir kullanım: Sağ olsun.- Birbirimizle sevdiğimiz müzikleri, birbirimizin seveceğini düşündüğümüz müzikleri paylaşırdık. Turgay Bey bazen bana "bu şarkıyı bence repertuvarınıza ekleyin, sizin sesinize yakışır" diyerek önerilerde de bulunurdu, soğukluğundan değil, kibarlığından hep sizli konuşurdu benimle.

Geçtiğimiz yıl Eylül'de iş yerinde yaptığımız müzik dinletisinde yeni öğrendiği enstrümanıyla sahne almaktan çekinmemiş, seslendirdiği parçaları da gayet de güzel çalıp söylemişti. Ofiste bazen bizim odaya gelir, gitarla ilgili bir şey sorar, karşı odada duran gitarı ödünç alıp o soruyu çözmeye çalışırdık kendisiyle birlikte. En son Karşı Müzik ve Pürtelaş 3+1 ile ilgili yazışmışız. Birkaç gün önce de gitar akorlarıyla alakalı bir şey danışmak üzere beni görüntülü aramış, ben de ona birkaç internet sitesi önermiştim, bir de Instagram'da paylaştığım müzik videolarına yorum yapmıştı.


İnsan tanımayı sevmenin, insanların fikirlerini merak etmenin, insanlarla birlikte vakit geçirmiş ve bir şeyler paylaşmış olmanın en büyük laneti de o kişiyle karşılıklı olarak birbirinin hayatında bir iz bırakmak belki de. Bu sizin tanımadığınız birinin kaybı veya yokluğu karşısındaki "hissizlik" lüksünüzü elinizden alıyor çünkü. Yine de iyi ki tanışmışız Turgay Bey ile, ışıklar içinde uyusun. Bu üzgünlük geçince şimdi lanet olarak tanımladığım bu şeyin belki de tek güzel gücümüz olduğunu hatırlayacağım yeniden. Sadece bazı bitişler öyle sert ki, buna hazır olmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

1 yorum:

G. dedi ki...

Başınız sağolsun Emir’ciğim :(