
Gördüğünüz üzere fotoğraf işine girdim efendiler ! Büyük fotoğrafçılar sanırım bu güneş ışığını ve onun yansımasını doğrudan alan fotoğrafları pek beğenmiyorlar ama ben beğeniyorum hem ters ışık candır sonuçta. Motorun peşine martıları takanları çok seviyorum.

Bizim okulda
petekte böyle bir ağaç varmış yahu tahminen
500 seferden çok önünden geçmişimdir ama iki gün önce farkettim, önce arkasından çektim ama güneşe doğru çekmiştim, sonra dolandım önünden çektim, pek sevimli maşallah,
mantarcan !
Katalog çekimleri, albüm kapağı çekimleri, reklam çekimler ve dizi çekimleri için bu alan kiralıktır efendiler ! Uygun koşullarda bir şeyler ayarlanır, yeter ki istensin. Bakmayın fotoğrafları biraz küçülttüm kalitesi düştü, aslında hepsi
lama kadardı. Düğün de olur. Lama değil
lâma, bir nevi ufak devemsi.

Pek değerli sevdiğim
Merve Hanım' la
huzurbank tabirini bulmuştuk yaklaşık bir sene kadar önce
Emirgân civarında boğaza bakan bir bank bulunca, o gün bugündür her gördüğüm güzel bank benim için huzurbanktır. Huzurbank dediğin zaman yanında bir sevdiğin olacak, uzun uzun sohbet edeceksin, ya da etmene bile gerek kalmayacak kadar anlaşacaksınız.

Efendiler, sıkı takipçilerim bilir bu ağaçların fotoğrafını evvelden de koymuştum hatta
yazdan kalma bir gün veya
yazdan kalma bir okul başlığı altında olabilir. teoman' ı yine de pek sevmem. Uğraşıp onu bulanlar görecekler ki bu ağaçlar keyiflerine göre kırmızı, turunca da olabilen,
canayakın ağaçlardır.

Ben iktidar partisinin reklam müdürü olsam, tüm afişlerime bunu basardım, adamın kafasının üstünde de parlayan bir ampül -
aklına yeni bir fikir gelmişçesine- altına da kocaman yazıverdin mi
"Durmak yok, yola devam" diye, var mı daha kaliteli ve teknik bir reklam, bence yok.

Okul dedin mi aklıma en çok gelen yerlerden birisi de burası,
kolezyomg tarzı mimarisiyle hoşa giden, ilgi toplayan bu yapı, ortadaki avlusuyla da gönülleri iyiden iyiye fethediyor. Ben ütüye ütü demem, içinde salınan yâr olmadıkça diyerek, bir şarkı ve türküyü ya da en azından şiiri birbirine sokuyorum.

Gönül fetheden avlu burası, hayatımda ilk kez bildiğim tüm Japoncamı kullanma fırsatı bulup kullanamadığım yer de burası, Japon bir çocuk benden 25 metre ilerde tüm gücüyle hapşurdu ve o avluda
Japonca çok yaşa demeyi bilen tek ben vardım, diyemedim ama çok uzakta diye, içimde patladı, şimdi bekle dur bir Japon daha hapşursun diye.

Çok çok eskiden olsaydı bu yol beni üzerdi, bir yandan da bir üniversitenin yurduna giden yol olarak kalırdı aklımda sadece, şimdi ise beni mutlu eden bir yol,
İtalyan Lisesi ile Karaköy İskelesi arasındaki yol olarak geliyor aklıma. Her ne kadar bir çok sevdiğim genç hakkaten İtalyan olduysa da hâlâ görmeye değer dostlarımız var orda.

Bu resmimiz de -
resim değil fotoğraf- tam
Deryik Hanım' ın bilokluk oldu, pek havalı poz verdi değerli martı kardeşimiz ben de
çatanak diye çektim acımaksızın. Bir şarkı bir de türkü geldi aklıma uçan kuşlarla ilgili ikisini de pek sevmem ne yazık ki, daha da düşünemeyeceğim.

Bu efendi de
vapurun arkasına martı takma ekibinden, hop bir atıyor, martılar da
vay vay vay diyerek attığına doğru akrobasik hareketlerle dalışa geçiyorlar. Fonumuzu da oluşturan soldan sağa
Sultanahmet, Ayasofya ve Topkapı Sarayı.

Klasik
fotoğraf makinem var madem ne çekeyim tabiki Haydarpaşa fotoğrafı oldu bu ama olsun, o camdan yansıyan turuncu ışığı yakalayıp
dıraşk diye bastım tuşa, turuncu güneş ışığına kurban dedim, tren ve vapuru buluşturan başka kaç tane güzide noktamız var ki bu şehirde.

Neticede güneş batarken adete bir balon kadar büyük ve balonca tutulmuşçasına karanlıktı. Bu fotoğrafların hepsini de aynı gün çektim. Dünyayı dolaşmadım aslında sadece İstanbul' u dolaştım, burdan daha büyük olsa da dünya; bu kadar güzel şey bir arada olabilir mi? Bilemiyorum.
* Düşen uçakta bir profesörümüz ve 2 öğretim görevlimiz de vardı, diğer 3 öğretim üyesinin de olduğu gibi diğer 40 küsür kişinin de olduğu gibi tıpkı, neden acaba? Aklıma gelen kelimeler umarım tesadüftür, atom enerjisi, konusunun en iyisi, dünya çapında tanınan, enerji üretimi, lider üretici konumu ve son olarak,
aselsan mühendisleri. Dua edelim de komployu düşünen bir ben olayım.
* Konser sezonu keşmekeş önümüzdeki iki haftayı şöyle değerlendirelim :
- 6 Aralık / Bümed Enso kokteyli
- 9 Aralık / Yeditepe / Leo Orkestrası Konseri
- 13 veya 14 aralık / Garanti Kültür Merkezi / Taşoda
Daha devamı da var aralık bitmeden ama ilk etapta bunları atlatmalıyım. Diyeceğim o ki bu aralar buralarda olamazsam bilin ki stüdyoda, arkadaşta, kendi odamada, müzik çalışmasında olacağım. Çok şükür müzik dolduk !