* ajan scully ajan dogget
* erentalu renault
* bir taksim yapalım öyle girelim şarkıya
* gönül nedir bilene gönül veresim gelir
* calisamiyoruz.blogspot
* her kış tişört düşüncesi
(* müzik dinlerken eşlik edememe)
(* müzik grup ve hüzün)
* western - ö
* paşa gönlünüz bilir
(* barbaros bulvarı altgeçit hissiyatı)
* cevaplanmayan yorumlar
* selam vermeyen jukebox üyesi
(* yan walkmende yolculuk)
(* sigara dumanı / buhar / sis)
* davidof dido
Bu yukarı yazdıklarım nedir diye düşünüyorsanız cevabım şudur ki bunlar aklıma gelen yazılabilecek konular fakat muhtemelen aklıma geldikleri sırada ya çok yoğun oluyorum ya da sokakta oluyorum. Final dönemini atlattığımız için yazamamışım bunca şeyi, birikmiş. Telefonumda taslak mesaj olarak. Şimdi durun bakalım bunları bir yazıya çevirelim.
Amerikan filmleri her daim izleriz özellikle dizilerini daha çok izleriz sanırım, ben şahsen izlemem pek televizyona vakit ayırasım yok da. Neyse ben de ordan özendiğim bir olayı sizle paylaşmak istiyorum daha doğrusu halka yaymak ve bunu uygulamak istiyorum. Şimdi iki tane insan birbirlerine denk geliyorlar ve birbirlerine merhaba demiyorlar onun yerine ne diyorlar. Sıkali isimli olan öbürüne Ajan Dagıt diyor, Dagıt isimle olan da öbürüne Ajan Sıkali diyor ve bu esnade birbirlerini başlarıyla selamlıyorlar. Misal iskelede Egecan Bey' i görüyorum. Bundan kelli ben de merhaba nasılsınız yerine Egecan Bey diyeceğim ve karşıdan da Emir Bey cevabını bekleyeceğim. Vermesse de oyunbozanlık yapma boşuna mı o kadar niptak izliyorsun orda böyle selamlaşmıyorlar mı diyeceğim. Hatta ekleyeceğim The X Files da öyle. Hiç dikkat etmiş miydiniz peki Erentalu' nun harflerinin yerini değiştirirsek Renault yapabiliyoruz. Eren Talu da büyük mimarmış, meğersem bizim Hillside Su' yu da o yapmış. Peki ya sizin de içinizden koro şefi bir taksim yapalım öyle girelim dediğinde kalkıp İstiklal' e gitmek yemek yemek karnını doyurmak sonra da şarkıyı söylemek üzere çalışmaya geri gelmek gelmiyor mu? Benim geldiği oluyor. Gönül nedir bilene gönül veresim gelir, öğrendiğimiz şarkılardan birinin adı, annem ne öğrendiniz bugün dediği vakit cevap veremeyip dayak yemektense, şarkının ismini telefona not almaya karar vermişim, yalnız slogan gibi şarkının ismi her neyse konumuzla alakası yok. Batu Bey' in oda arkadaşları ile açtığı blogun adını da aynı şekilde hafızama güvenmeyip telefona not almışım. Blogları pek hoş olmasının yanı sıra bunun da konumuzla alakası yok. Peki peki sizde de şu olur mu? Misal vapura binmişsinizdir dışarda oturmuşsunuzdur, deli gibi rüzgar yiyorsunuzdur. Üstünüzdeki palto bile ellerinizi hissetmemenize engel değildir ki eller onun cebinde olmasına rağmen. Yahu biz yazın bir tek tişörtle nasıl sokağa çıkıyoruz diye düşünüyor musunuz bu noktada? Ben sık sık düşünüyorum, şaşırıyorum üstelik bir tek benim değil herkesin tişörtlü olmasına daha da şaşırıyorum ama yaz olduğunda kışın kalın giyinmeme şaşırmıyorum ki hiç. Problemim ne benim adamım ha? "More you give ö sound while saying western, more feels yourself pure blood American oh yeah holly shit." isimli bir kampanya başlatacağım lakin ne konuda ve neden henüz bilemiyorum karar verince çaldırırım. Sizin de bu tip bir fikir karşısında paşa gönlünüz bilir efendim demenizi rica edeceğim zira dünyada en sevdiğim kalıplardan birisidir paşa gönlünüz bilir. Birisi bana böyle dedi mi gönül veresim gelir, hatta paşa diyenleri de ayrıca takdir ederim, köküne indiğimizde babaannem -Allah rahmet eylesin- paşa torunum benim diye severdi beni, kendisi ağa kızıydı, bunun etkisiyle muhtemelen ki paşalar kadar da şımartırdı beni, 5 yaşındaki çocuğa her akşamüzeri türk kahvesi yaparsan, iğde ayıklarsan, bisküvit arası lokum verirsen olacağı bu, paşa da olur kariyer de. Bir diğer husus ki bu noktada agresifleşebilirim, yahu çok olmadı bir blog keşfettim ama müthiş güzel yazıları var, yorum da yaptım cevap vermedi ısrarla, kendimi sapık gibi hissettirdi sağolsun. Burdan kendisine -ki okuduğunu da hiç sanmıyorum- eyvallah diyor, diğer yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum. Aynı şekilde kendimi bir garip hissettiren diğer olay da çok değerli müzik grubu Jukebox' ın değerli gitaristine 57 kez selam vermem ve hiç birinde farkedilmemem, karşılık alamamam, neyse tanımıyordur herhalde diye düşünüyorum halbuki biz kendisini severek izliyoruz gerek blog camiasında gerek sahnelerde. Neyse bir gün daha ciddi tanışırız demek Yasin Bey' in tanıştırmasıyla insanlar beni tanıdık saymıyor. Bir de hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum Dido şarkısının nakaratına girerken Davidoff dido diyerek giriyor sonra didoyu yakın arkadaşlarına da (anam, babam, yarim) söylüyor. Çok garip değil mi demek en yakını davidoff herkesden önce. Of of dediğinizi duyar gibi oldum artık uzatmayayım dedim.
NOT : O parantez içine aldıklarım var ya; size .... (art niyetli olmayın hemen yanlış anlamayın) Benim terbiyesiz olduğum görüldümü daha bu camiada? Diyeceğim o ki size yakın bir vakitte güzel bir öykü olarak dönebilir ya da öyküler olarak, onlarda bu potansiyeli gördüm de o açıdan ama bakalım ne zamana, bir de bir kayıt daha yapacağım yakında ama ciddi olacak bu sefer =)
* erentalu renault
* bir taksim yapalım öyle girelim şarkıya
* gönül nedir bilene gönül veresim gelir
* calisamiyoruz.blogspot
* her kış tişört düşüncesi
(* müzik dinlerken eşlik edememe)
(* müzik grup ve hüzün)
* western - ö
* paşa gönlünüz bilir
(* barbaros bulvarı altgeçit hissiyatı)
* cevaplanmayan yorumlar
* selam vermeyen jukebox üyesi
(* yan walkmende yolculuk)
(* sigara dumanı / buhar / sis)
* davidof dido
Bu yukarı yazdıklarım nedir diye düşünüyorsanız cevabım şudur ki bunlar aklıma gelen yazılabilecek konular fakat muhtemelen aklıma geldikleri sırada ya çok yoğun oluyorum ya da sokakta oluyorum. Final dönemini atlattığımız için yazamamışım bunca şeyi, birikmiş. Telefonumda taslak mesaj olarak. Şimdi durun bakalım bunları bir yazıya çevirelim.
Amerikan filmleri her daim izleriz özellikle dizilerini daha çok izleriz sanırım, ben şahsen izlemem pek televizyona vakit ayırasım yok da. Neyse ben de ordan özendiğim bir olayı sizle paylaşmak istiyorum daha doğrusu halka yaymak ve bunu uygulamak istiyorum. Şimdi iki tane insan birbirlerine denk geliyorlar ve birbirlerine merhaba demiyorlar onun yerine ne diyorlar. Sıkali isimli olan öbürüne Ajan Dagıt diyor, Dagıt isimle olan da öbürüne Ajan Sıkali diyor ve bu esnade birbirlerini başlarıyla selamlıyorlar. Misal iskelede Egecan Bey' i görüyorum. Bundan kelli ben de merhaba nasılsınız yerine Egecan Bey diyeceğim ve karşıdan da Emir Bey cevabını bekleyeceğim. Vermesse de oyunbozanlık yapma boşuna mı o kadar niptak izliyorsun orda böyle selamlaşmıyorlar mı diyeceğim. Hatta ekleyeceğim The X Files da öyle. Hiç dikkat etmiş miydiniz peki Erentalu' nun harflerinin yerini değiştirirsek Renault yapabiliyoruz. Eren Talu da büyük mimarmış, meğersem bizim Hillside Su' yu da o yapmış. Peki ya sizin de içinizden koro şefi bir taksim yapalım öyle girelim dediğinde kalkıp İstiklal' e gitmek yemek yemek karnını doyurmak sonra da şarkıyı söylemek üzere çalışmaya geri gelmek gelmiyor mu? Benim geldiği oluyor. Gönül nedir bilene gönül veresim gelir, öğrendiğimiz şarkılardan birinin adı, annem ne öğrendiniz bugün dediği vakit cevap veremeyip dayak yemektense, şarkının ismini telefona not almaya karar vermişim, yalnız slogan gibi şarkının ismi her neyse konumuzla alakası yok. Batu Bey' in oda arkadaşları ile açtığı blogun adını da aynı şekilde hafızama güvenmeyip telefona not almışım. Blogları pek hoş olmasının yanı sıra bunun da konumuzla alakası yok. Peki peki sizde de şu olur mu? Misal vapura binmişsinizdir dışarda oturmuşsunuzdur, deli gibi rüzgar yiyorsunuzdur. Üstünüzdeki palto bile ellerinizi hissetmemenize engel değildir ki eller onun cebinde olmasına rağmen. Yahu biz yazın bir tek tişörtle nasıl sokağa çıkıyoruz diye düşünüyor musunuz bu noktada? Ben sık sık düşünüyorum, şaşırıyorum üstelik bir tek benim değil herkesin tişörtlü olmasına daha da şaşırıyorum ama yaz olduğunda kışın kalın giyinmeme şaşırmıyorum ki hiç. Problemim ne benim adamım ha? "More you give ö sound while saying western, more feels yourself pure blood American oh yeah holly shit." isimli bir kampanya başlatacağım lakin ne konuda ve neden henüz bilemiyorum karar verince çaldırırım. Sizin de bu tip bir fikir karşısında paşa gönlünüz bilir efendim demenizi rica edeceğim zira dünyada en sevdiğim kalıplardan birisidir paşa gönlünüz bilir. Birisi bana böyle dedi mi gönül veresim gelir, hatta paşa diyenleri de ayrıca takdir ederim, köküne indiğimizde babaannem -Allah rahmet eylesin- paşa torunum benim diye severdi beni, kendisi ağa kızıydı, bunun etkisiyle muhtemelen ki paşalar kadar da şımartırdı beni, 5 yaşındaki çocuğa her akşamüzeri türk kahvesi yaparsan, iğde ayıklarsan, bisküvit arası lokum verirsen olacağı bu, paşa da olur kariyer de. Bir diğer husus ki bu noktada agresifleşebilirim, yahu çok olmadı bir blog keşfettim ama müthiş güzel yazıları var, yorum da yaptım cevap vermedi ısrarla, kendimi sapık gibi hissettirdi sağolsun. Burdan kendisine -ki okuduğunu da hiç sanmıyorum- eyvallah diyor, diğer yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum. Aynı şekilde kendimi bir garip hissettiren diğer olay da çok değerli müzik grubu Jukebox' ın değerli gitaristine 57 kez selam vermem ve hiç birinde farkedilmemem, karşılık alamamam, neyse tanımıyordur herhalde diye düşünüyorum halbuki biz kendisini severek izliyoruz gerek blog camiasında gerek sahnelerde. Neyse bir gün daha ciddi tanışırız demek Yasin Bey' in tanıştırmasıyla insanlar beni tanıdık saymıyor. Bir de hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum Dido şarkısının nakaratına girerken Davidoff dido diyerek giriyor sonra didoyu yakın arkadaşlarına da (anam, babam, yarim) söylüyor. Çok garip değil mi demek en yakını davidoff herkesden önce. Of of dediğinizi duyar gibi oldum artık uzatmayayım dedim.
NOT : O parantez içine aldıklarım var ya; size .... (art niyetli olmayın hemen yanlış anlamayın) Benim terbiyesiz olduğum görüldümü daha bu camiada? Diyeceğim o ki size yakın bir vakitte güzel bir öykü olarak dönebilir ya da öyküler olarak, onlarda bu potansiyeli gördüm de o açıdan ama bakalım ne zamana, bir de bir kayıt daha yapacağım yakında ama ciddi olacak bu sefer =)
10 yorum:
akla takılan konuları taslak mesaj haline getirmek güzel fikir aslında, bunu ben de denemeliyim. artık cebimdeki not defterini de gördüğüm ilk velete bağışlarım. tabi onun da telefonu yoksa :)
oeh ne ağır bir geyiktir bu. dayanamıyorum buluyorum, aha buldum:
http://tilos-park.typepad.com/photos/tilos/deer.jpg
pasa gonlunuz bilir emir beycim, nsl isterseniz oyle yazin biz okumaya devam ediyoruz=)
eh hikaye yazarsan haberimiz olsun. aliriz yani:d
eysean : öyle eysean hanım :) umduğunu bulduran bir bloggerım :)
aylak abaküs : not defteri kesinlikle daha karizmatik ama kesinlikle :)
anglachel : lordum geyik dediğin ağır olmalı :) tez zamanda görüşmek üzere!
batu : saygılar beyim :D
tuğçe : yine buraya ayzarım ben efendim merak etmeyin :)
öykülerinizi dört gözle beklemekteyiz Emir Bey:))
hanife : dur bakalım :D
lan zibidi, bey misin emir misin, senin panzehirin benim ulan, söyledim kerem e çocuk vicdan azabi cekti simdi bak..yorum ible yazacak sana ..al :) sen hala bi konserimize bile gelme..okdr blogger arkadasın var sosyalsin falan bi kisi bile yollama konserimize :D
hauha muck
simdi yasin soyledi de okudum icim fena oldu, ben vallahi selam gorup de almayan bir adam deilimdir, dalginliktan + sima hafizamin zayifligindan olmustur kusura bakma. Vallahi uzuldum yahu cok simdi.
cuk : yahu bak gidip geleyim geleceğim konserine yanımda da en az 15 kişiyle görürsün.
kerem bey : yok efendim ne kusuru ben öyle kendi kendime eğlendim vay be ne ezik adammışım falan diye :) siz asır kusura bakmayın, üzülecek bir durum yok :)
Yorum Gönder