Salı, Eylül 07, 2010

On the road again*


Geçtiğimiz iki günün toplamda bir gününde yollardaydım denilebilir mi? Bence denilemez ama iki günün üçte birinde yollardaydım yani basit bir matematik hesabı ile 15-16 saat yollarda geçirmişimdir. Bu sürenin de üçte ikisini yani tahminen 10-10,66... saatini araba sürerek geçirdim. Bu esnada yaptıklarımız, İzmir'e gitmek, bir gece ablamda kalmak, enişte ve yeğenlerle görüşmüş olmak, sonraki sabah Gaziemir'e -birleşik mi ayrı mı yazılır İzmirliler yardım edin- gitmek, orada askerliğini yapan ağabeyin yemin törenini izlemek, onu da alıp İstanbul'a geri dönmek gibi aktivitelerdi. Bu yolculuktan edinilen deneyimler nelerdir derseniz. İzmir'le ilgili dostlarla asla İzmir'de denk gelinmiyor bu bir. İkincisi Gaziemir isminin köklerinde Gazi Umur Bey diye birileri olabilir. Üçüncüsü çok yıllardır dinlemediğim güzellikte bir sabah ezanını İzmir'de bir yerlerde dinlemiş oldum. Dördüncüsü arabanın hız sabitleme özelliği baya kullanışlı bir şeymiş, ona alıştım. Bir de şöyle güzel bir laf gördüm, beni uyardı: Barış zamanı muharebedeymiş gibi talim yapan, savaş zamanı talimdeymiş gibi muharebe eder. Şimdi aklıma gelen bir diğeri de şu: Talimde ter dökmeyen savaşta kan döker. Geçtiğimiz haftaya başka pek çok şey de sığdırdım ama bunlar başka bir yazıya kalsınlar.

* Turn The Page şarkısı geldi aklıma, bir sefer de Bob Seger'dan dinleyin derim.

1 yorum:

francesca mckennitt dedi ki...

Bitişik diye biliyorum ben..
-İzmir'li değilim-