Cuma, Aralık 10, 2010

Cinuçen Tanrıkorur



Yâkut, mine, zümrüt bana birdir kayalarla,
Bir gül dikeninden örülen taç neme yetmez?
Kâşâne, sedir, sırma, ışık onların olsun,
Bir köhne kitap, bir sarı kandil neme yetmez?

Bir çölde biten dal gibi ıssızsa bu gönlüm,
Dost âleminin ettiği kem söz neme yetmez?
Vardır anacak bir gün olup ismimi elbet,
Bir servinin altında dolan göz neme yetmez?

Dün Zehra Hanım'la bu dizeleri seslendirdik, konser boyunca da düşündüm hayat ne kadar değişik tesadüflerle dolu diye. Ben beş yaşında onun kucağındayken birlikte fotoğrafımız olan bir adam, on sene evvel kaybettiğimiz bir adam, benim yaşımda çok az insanın tanıdığı bir adam, yüzlerce gece, yatarken kasedini dinlediğim bir adam, dün sahnede çok sevdiğim bir eserini söylediğim bir adam, hayat gerçekten enteresan tesadüflerle dolu.

Hiç yorum yok: