Geçen gün okuldaki koro çalışmasından çıkmış, metroyla Tünel yönüne Sakareller provasına giderken, gençten bir adam dikildi önümde, ben oturuyordum, "Emir Bey değil mi dedi?", "Evet." dedim, sonra "Ben sizin bir hayranınızım, imzalı fotoğrafınızı istiyorum." dedi, tamam o an anladım şakacı bir insan olduğunu lakin ilk tanışmada insanın karşıdakini çözmesi biraz vakit alıyor hak verirsiniz ki, ya ben cidden çıkartıp imzalı bir fotoğraf versem adama, düşünebiliyor musunuz halimiz nice olurdu? Ahahah. Sonra sohbet ettik azıcık, vallahi kalifiye blog takipçilerinden, tam da böyle insanların kalmadığını düşündüğüm bir anda hem de, müzik konusunda da dikkatli bir dinleyici, Ayça Hanım'ın arkadaşıymış, oradan biliyormuş blogu, müziği. Yıllar olmuştu böyle bir blog takipçisi tarafından celebrity moduna sokulmadığım. Bir de tabi olayın şu durumu var, "Uzaktan bakıp emin olamadım, bu kadar kel miydin?" gibi bir cümle var ki, göz yaşlarımı içime akıttım o cümleden sonra. Ahahah. Ne yapalım hayat da böyle bir şey işte, bir yandan güldürürken bir yandan düşündürüyore. Bir alttaki yazıdakileri bana en çok hissettiren anların videosu:
* Fotoğraf: Soldan sağa ben,
dünyanın en müthiş insanlarından Gönül Hoca
ve pek zarif sesli dostumuz Zehra Hanım.
5 yorum:
Kellik bilgeliktendir :)
tek kelimeyle harika:)
O kadar oldu mu görüşmeyeli?!
taşıyacak mısın peki yanında fotoğraf :)
emin ol, beğenmesek takip etmeyiz.
pm: muhakkak öyledir de işte =)
?: teşekkür ederim.
pın: umarım olmamıştır =)
mga: hahah neden olmasın =) sevgiler, saygılar!
Yorum Gönder