Galoş ile girilen yerden hayır gelmez arkadaş, ben böyle düşünüyorum son günlerde. Benim gözümde ayakkabının bir insanın görünüşündeki rolü çok büyüktür. Hani derler ya iç güzellik mi dış güzellik mi, herkes de iç güzellik deyip dışa da yansısa keşke diye içten içe dua eder; işte bana da bir ileri soruyu sorsalar peki dış güzellikte en önemli unsur nedir deseler, sanırım ayakkabı derim. Bir insana bütün olarak bakarken ayakkabılarını göremiyorsam, beynim algılamayı tamamlamıyor. İşte galoş bu noktada kritik, düşünsenize karşınızda biri var ve iç dedikodunuzu yaparken iyi mi giyinmiş kötü mü arada kaldınız, bu noktada kurtarıcı nedir? Ayakkabıları, hayır hayır dostum galoşları değil. İyice yayıldı bir de bu galoş olayı, pek çok ortama galoşla girilir oldu, iyice mutsuzum. Düşünün en sevdiğim ayakkabı giyip kafamdaki ideal kombinasyonu yapmışken, ayağıma bir çöp poşetimsi geçirmemi istiyorlar. Tıpkı ilkokulda kapağını sevdiğimiz için aldığımız bir defteri kaplamak zorunda kalmak gibi; kaç yaşına geldik hâlâ benzer çirkinliklere maruz bırakılıyoruz.
Neyse bu konuda çok doluyum daha çok kin kusmak istemiyorum. Sevgili(m) Merve Hanım'cığı Stuttgart'a gönderdik dün, nereden baksak bir dört ay kadar orada kalacak. Bu bir kaç gün interneti olmayacakmış, bunun üzerine ben de bilgisayarıma gerekli geliştirmeleri yaptım. Skype yükledim, sonradan öğrendim ki gmail'de gayet başarılı olarak hallediyormuş aynı işi ama neyse. Bir de dün mesaj atmıştım, bugün aradı konuştuk da rahatladım. El alışkanlığı mı desem -en avam şekliyle- sürekli bir telefona gidip geri geliyorum. Neyse sayılı gün çabuk geçer argümanına sıkı sıkı sarılıp; depresyona girmeyelim, Kayahan gibi şarkılar yapmayalım diyerek buradaki hayatı daha da yoğunlaştırma yoluna gittim ben de. Gerçekten gerek dersler gerek müzik işleri olarak başıma 79 milyon tane iş çıkardım. Bakalım kaçından sağ çıkacağız. Çarşamba günü Default'ta yine Sade konseri olacak, geçen konseri yazacağım ama fotoğraf geçmeyince elime diğer biloğu boşlamış gibi oldum yine de özetle derseniz güzeldi derim. Neyse aklınızda olsun.
5 yorum:
dönünce birbirimize sarılıcaz sıkı sıkı! merak etme:))
(ben de etmesem çok hoş olurdu)
Allah kavuştursun...
dolmabahçe müzesine galoşla alıyolar mesela. mis gibi saray, içinde haşır huşur dolaşan zibidiler. halıları ve parkeleri korumak içinmiş ama o naylon şeyi ayağıma geçirince gerilip gerilip koşmak ve o parkelerin üstünde uzun uzun kaymak geliyo içimden.
mer : oki !
kisd : amin !
deryik : ahahah bir gün öyle görürsem şaşırmayacağım sizi o halılarda o galoşla ne kayılır ama !
kayahan gibi şarkılar ben yaparım meraklanma sen koç ;p
Yorum Gönder