Pazartesi, Ocak 14, 2013

Yas


Şimdi efendim hafta sonu çeşitli sebeplerden ötürü yazı yazamadım gitti ki bu camiayı az çok bilenler bilir pazarları yazmayanı blogger'dan saymaz eskiler. İşe gireli 3 hafta sonu oldu, sanırım üçünde de hastaydım ya da hava iğrençti. Nasip diyelim. Bu havalar kapalı oldukça keyifli olmak zor, hele yağmur varsa insan alenen mutsuz oluyor. Üzerimde zaten çözemediğim bir mutsuzluk asılı kaldı, Allah sevenlerime ve sevdiklerime sabır versin. Hafta sonu yazamadım dedim, en son yazdığımdan bu yana yine dünya değişti, savaşlar oldu, yeni ülkeler kuruldu, insanlar öldü, nice mutluluk ve mutsuzluk oluştu. Ben ölçeğimi küçültüp sadece içine benim dahil olduğum kısımlarını yazacağım bu geçirdiğimiz günlerin.

Öncelikle geçtiğimiz Perşembe gecesinden başlayalım. Nil İpek Hanım'la beraber 60 m2'de bir Emir Bey konseri daha verdik. 2 kişi çaldığımız 3. konserimizdi bu. Repertuvarımıza 3 yeni şarkı daha ekledik bu konser için, biri beste olmak üzere. Bestenin adı 7 Beyaz'dı. Aşağılarda muhakkak bahsetmişimdir, SBR'nin yeni oyunu Annemin Cinayet Listesi için yaptığım bir şarkıydı bu. Klasik bir orta yaş aşk şarkısı yapmam yönünde verilen bir sipariş üzerine yazılmıştı. Henüz paylaşabileceğim bir kaydı yok ama bir ara kaydedip sizlerin de beğenisine sunacağım. Klişe ve güzel bence. "6 kez ölmüş bir kedi gibi, ilk kez tedirgin oluyorum. Griye varmadan önce, koyu beyaz kalıyorum." şeklinde bir nakaratı var. Bu arada oyunun gösterimleri devam ediyor, yukarıdaki satırda oyunun ismine tıklarsanız, etkinlik sayfasına ulaşır gerekli bilgileri alabilirsiniz, hatta yeteri kadar hızlıysanız bugünkü oyuna bile yetişirsiniz. Bu yeni bestenin yanı sıra 2 tane de cover ekledik konser repertuvarımıza. İlki MFÖ'nün Bazen'i, ikincisi Levent Yüksel'in Yas'ı. 2 şarkıyla ilgili de söylenecek nice söz var. Bazen kadar gitar melodileri ve sözleri hoşuma giden az şarkı vardır herhalde, MFÖ'nün hayranlık yaratan şarkılarının en başlarında gelir benim için. Yas ise yine bir Sezen Aksu acısı. Uzay Heparı'nın ardından yazılmış bir şarkı, bunu bilerek dinleyince bir kez daha etkileyecek sizi emin olun, Sezen Aksu kendi hiç söyleyemediği için Levent Yüksel'e vermiş bu şarkıyı, o da mükemmel bir şekilde söylemiş, bizimkisi bu iki dev şarkıya ve bu müthiş isimlere birer saygı duruşu sadece. Konserin şarkı listesine ve çalış sıralamasına buradan ulaşabilirsiniz. Keyifli geçti yine konser, genel olarak sessizlik durumu, bizim ses ayarlarımız, seyirci yoğunluğu idealdi. Sırada Şubat konser(ler)i var bakalım.


Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bir Mabel Matiz konseri vardı Hayal Kahvesi'nde ki bu konser pek çok sevdiğim dostu aynı gün görmemi sağladığı için ayrıca değerli bir konserdi. Sahnede zaten cânım Nil İpek Hanım ve Canberk Bey mevcuttu. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim Nil İpek Hanım'ı kimle ne zaman sahnede görsem anası babası gibi gururlanıyorum bana ne oluyorsa. İzleyici/dinleyici olarak da gittiğimiz kadro gayet zengin ve az bir araya gelebilecek cinstendi bknz. Dilruba Hanım. Konserin üzücü yanı ise Barışırsa Ruhum'u kaçırmam oldu. O gece Melike Hanım'la tanıştık, kendisi sanırım onlarca ortak dostumuz olan bir insan, ben sadece Canberk Bey'in paylaştığı bir video'da şarkı söylerken görmüştüm evvelden. Tanıştığıma pek sevindiğim pek nev'i şahsına münhasır bir insan. Bu tanışmanın ardından kendisinin Kamuran Kolçak ve Gönül Dostları adlı projesini keşfettim internetten ve pek beğendim, hafta sonumu bu ekibi dinleyerek geçirdim, Salı günü de BÜMK'de akustik konserleri olacakmış, ben gidebileceğimden çok emin değilim ancak vaktiniz varsa muhakkak gitmenizi tavsiye ederim. Kendisi üstelik davetimizi kırmayıp bizim konserimize de teşrif etti, umarım keyifli vakit geçirmiştir. Son olarak bunu da dinleyin: Orjinali mükemmel olan bir şarkıya, aynı güzellikte bir yorum.

İki adet daha müzikal kişi var bahsetmek istediğim, birisini tanıyorum, diğerini ise tanımıyorum sadece denk geldim. Tanıdık olanı blogger ahbaplarımızdan Ezgi Hanım. Kendisi senelerdir güzel müzikler yapar bunları da arada bir paylaşırdı, yine yapmış pek güzel bir şarkı, paylaşmış buradan. Diğer isim ise Gözde Berberoğlu adında bir hanım efendi. Çok detaylı dinleyemedim ancak hızlıca bir tur dinledim soundcloud hesabını. Pek hoş şeylere denk geldim. Siz de gelebilirsiniz diye söyleyeyim dedim.

Perşembe akşamki Emir Bey konserinin akabinde Cuma akşamı da bir Emir Yargın akustik konseri gerçekleştirdik. Kont Biraderler'in ufağı olan Oğuz Bey'in organizatörlüğünde Galata yöresinde gerçekleşti bu akustik konser. Bir ev konseri şeklinde tertiplenen organizasyona elektrik kesintisi damgasını vurdu. Hazırlanan elektrikli davulların, anfilerin ve mikrofonların bir anda boşa çıkması üzerine biz de konsere tam akustik olarak başladık. Bir kaç Emir Bey parçası çaldık evvela, Umut Bey'in de orada olması -ki kendisini pek özlemişim- bu icrâmızı kolaylaştırdı, kendisi akustik gitar çalmak zorunda kalsa da. Ardından Emir Yargın Efendi'nin şarkılarını çalmaya başladık, sonra cover'lar falan derken bir ara nasıl açıldıysak Tarkan'dan çıkıp Yaşar'a falan geçmiş, bu esnada da İki Yol'a göz kırpmıştık. Tam biz çalacaklarımızı bitirmek üzereyken elektrik geldi. Böylelikle Emir Yargın'ın bir kaç şarkısını tekrar çaldık ve konserimizi bitirdik. Dinleyicilerimizin bir kısmı bizim lisemiz olan Adem Tolunay'ın bizden seneler sonraki mezunlarıydı, bu da ayrıca güzel bir karılaşma/tanışma oldu. Konserin ardından ufacık bir grup Rook'a uğradık, çok zamandır dinlediğim en başarılı Dj'i dinledim böylelikle, 15-20 şarkıyı yekpareymişçesine birbirine yedirerek (gerek ton gerek ritim olarak) çalmayı başardı. Gültuğ Hanım'la insanlar ve müzik üzerine konuştuk biz de bu esnada. Kendisine "müzik kalkanı" teorimden bahsettim. Gülnaz Hanım ve Burçin Hanım'la karşılaştık.

Cumartesi sabahı da işin ardından eve dönene dek muhteşem ıslandım. Söylemiş miydim evvelden bilmiyorum ama yağmur konusunda hiç romantik değilim, tavrım net. Yağmuru pek sevmem, yağmurda dışarıda yürümeyi hiç sevmem, seveni de anlamam, hiç beni ıslatmayacak şekilde olursa ancak tahammül edebilirim yağmura. Neyse iyice ıslanınca yağmura olan nefretim arttı, onun da etkisiyle olduğunu tahmin ediyorum hafta sonu yine hasta oldum. İşe girdiğimden bu yana 3 hafta sonu geçirdim üçünde de hastaydım, zaten bir pazar günüm var onda da hasta olunca insan tadından yenmiyor tatilin.

Neyse artık hasta da olsam yapacak bir şey yok deyip Merve Hanım'la görüştüm, Meltem Hanım da bizim taraftaydı o da katıldı bize, sonrasında o kadar soğuk oldu ki hava daha fazla dolaşamayacağımıza karar verdik. Beni Tolay Bey ve Tuğçe Hanım çiftimizin evine bıraktı Merve Hanımcığım. Keyifli bir toplaşma oldu, gecenin sonunda Tolay Bey ve Tuğçe Hanım birlikte nice güzel şarkılar söylediler bize. Gördüğüm en iyi bestecilerden biri kendisi. Sesine ve yorumuna ayrıca hayranım. Umarım yakında hep beraber güzel şeyler de yapacağız. Pazar günü ise geriye kalan tek günüm. Haftada bir günü olunca insanın gerçekten o gün, ailesiyle mi vakit geçirsin, sevdikleriyle mi görüşsün, alış veriş mi yapsın, etrafı mı toparlasın, biriken işleri mi eritsin bilemiyor. Elimden gelenin en iyisini yaptım gerçi ama genel keyifsizliğimi etrafa sirayet ettirmekten başka bir şey olmadı elimden gelenler.

Benimle keyifsizliğimi paylaşmak isteyenler bu başlıkları bir google'layabilirler, ben bağlantı vermeyeceğim, size nice bağlantılara ulaşabilirsiniz bunları google'a yazarak.

-19 Ocak
-Maden İşçileri
-Redhack'in yayınladığı raporlar
-Narkozsuz kürtaj ve Türkiye'deki resmi kurumların kürtaj konusuna keyfi yaklaşımları

Son olarak umut veren bir insan, bir dostumuz var, arada bahsediyorum ama bilmiyorum siz de takip ediyor musunuz? En son Londra bileti kapmaya çalışıyordu, sonucunu bilmiyorum ne oldu. Buradan ve şuradan takip edin lütfen kendisini. Hayat diye birisiyle tanışırsınız böylelikle.

2 yorum:

victorvandort dedi ki...

Öncelikle yeni işiniz hayırlı olsun. Hastalığınız ve keyifsizliğiniz için ise geçmiş olsun. Saygılar.

Emir Bey dedi ki...

Teşekkürler efendim, saygılar bizden.