Çok dolu dolu geçen bir 10 gün ardından bugün öğlen tekrar evimdeydim. 4-14 Ağustos tarihleri arasındaki Antalya'ya yazın gitmek konulu gezimin sonuna gelmiştim. Programlama ve organizasyon yeteneğimin en yüksek olduğu günler bu günler olabilir tüm sene içerisinde. Bu 10 günlük sürecin her günü, minimum 3-4 programla geçti, biraz yorucu olsa da hızlı yaşamak güzeldir diye düşünüyorum. Her şeyden evvel Merve Hanım'ı görmek, ardından kadim dost Orçun Bey'le senelik istişaremizi yapmak gezinin can alıcı yanlarıydı. Bir de bunların üzerine İtalyan dost Emre Bey'in de benle aynı tarihlerini Antalya'ya denk getirmesi tek kelimeyle mükemmel oldu. Antalyalı dostlar ise adete tüm vakitlerini bize ayırdılar ve geçen her dakikanın keyifli geçmesini sağladılar. Uraz Bey, Ilgın Hanım, Cansu Hanım, Musti Bey, Hüseyin Bey özellikle tebriği teşekkürü hak edenler.
Kısaca neler yaptığımızdan bahsetmek gerekirse -ki bence gerekmeyebilir- pek çok şey yaptık diye gireyim paragrafa. Daha ilk gün, Orçun Bey beni havaalanından alırken maceralarımıza başladık. O gece, sabah 06.30'da denize girerek sona erdi. Böyle hızlı başladı her şey. Sonraki gün Antalya - Korkuteli - Yeleme - Korkuteli - Elmalı - Antalya gibi bir rota izledik toplam 300 km yol kat ettik diye tahmin ediyorum. Yeleme benim köyüm, daha doğrusu baba tarafımın köyü. Amcam ve yengeme sürpriz yaptık. Elmalı'da da Orçun Bey'in ağabeysinin eşinin aile evine gittik. Çok iyi tamlama yaparım bu arada. İşin güzel yanı bunca işi halledip şehre dönüp programlara devam ettik. Pek çok tabelalı fotoğraf çektirdik. Diğer günlerde de yine günübirlik olmak üzere Tefenni ve Alanya'ya gittik. Gezimizin ilk günü çok tatsız bir olayla başladı, sonrasında biraz daha normal devam ettik. Daha sonra astım olduğumu öğrendim, aynı akşam astımdan ölen bir adama denk geldik. Çok yedik, az uyuduk, iyi yanamadım falan derken vakit çok hızlı geçti ve geri döndük. Değinilmesi gereken notlar arasında 4 kez yediğim, tahini ve cevizi bol kabak tatlıları, Hüseyin Bey ve yeğenlerinden Tefenni kırsalında gördüğümüz muazzam ev sahipliği ve Orçun Bey'in son gün bile bizden bıkmadan bizi havaalanına bırakması başlıkları ön plana çıkıyor. Emre Bey'le de dönüş yolu çekilebilir oldu neyse ki, tek olsam çok kötü geçerdi. İyi ki Merve Hanım'ı gördüm, iyi ki Orçun Bey'de kaldım, iyi ki Emre Bey'le Antalya'da denk geldim, iyi ki Antalyalı dostlar ne zaman arasam açıp, nereye çağırsam geldiler! Şimdilik denilecekler bundan ibaret.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder