Şimdi efendim bir yandan msn de gençlerle konuşurken bir yandan da Lordumun gönderdiği metinleri word belgesine kopyalıyordum, sonra aklıma güzel bir fikir geldi, dedim normal kitap okur gibi okumalıyım bunları hatta basmalıyım yazıcıda, sonra dedim ki yahu günah şu güzelim A4 lere onun yerine müsvette kağıdı olarak kullandığım eski lise defterleri artıklarını buldum ve onları kağıt haznesine yerleştirdim. Sonra bas emrini verdim -yok yok yazdır emriydi verdiğim- ve yazdırmaya başladım, 6 ya da 7. kağıt civarında bir böyle efendime söyliyeyim garip sesler bir uğultular geldi makinadan anam ne oluyor demeye kalmadan istop -başına i koyanlara uyuz olurum- etti. Sonra ben olayı tam çözemedim bir yandan da Kumru Hanım' a dert yanıyorum makinanın itaatsizliğinden sonra bir daha yazdırıyim diye bu sefer kağıtları tek tek özenle ayırıp yerleştirdim bir yandan da makinanın gözü önünde yapıyorum ki ürkmesin, sonra içinden yine bıcır bıcır bir sesler geldi, baktım olmayacak dedim bir açayım içine gireyim, bir de ne göreyim? Merdaneye sıkışmasın mı iki üç kağıt elimin gireceği yer de yok, tüm emeğimi ve zekamı kullanarak kağıdı ordan çıkardım tabi eller boyacıya döndü, yerler kağıt seli, neticede tekrar denedim bu sefer başarılı oldum ve Norveç Seyahatnamesi' ni elimde okuma fırsatına ulaştım yani akşama yattığımda ulaşacağım.
Ben bu macerayla uğraşırken annem de içerden seslenip duruyor çay hazır hadi bardakları al da gel diye ben de beş dakikaya on dakikaya geliyorum diyip vakit kazanıyorum bir yandan yazıcıyı tamir ederken, sonra neyse işler bitti çay bardaklarını aldım içeriye gittim, kendi çayımı doldurup odaya geri dönecektim nitekim doldurdum da lakin annem bir ufak noktayı gözden kaçırmıştı, termosa çay poşeti atmayı unutmuştu, dedik ama ne yapalım kaderimizde buda varmış, bardağımda şeker de vardı gittim bir de limon kestim damlattım içine biraz oh mis gibi sağlıklı şekerli limonlu sıcak suyumu içtim. İkinci seslenişte çay gerçek bir çaydı bu akşam gariplikler silsilesi hakim yahu. Bu arada Özge Hanım' ın (tersi pis olan bağyan) blogunda ilginç bir fotoğrafım yok değil.
NOT : Sürekli yazacak birşeyler çıkıyor aman tanrım!
Ben bu macerayla uğraşırken annem de içerden seslenip duruyor çay hazır hadi bardakları al da gel diye ben de beş dakikaya on dakikaya geliyorum diyip vakit kazanıyorum bir yandan yazıcıyı tamir ederken, sonra neyse işler bitti çay bardaklarını aldım içeriye gittim, kendi çayımı doldurup odaya geri dönecektim nitekim doldurdum da lakin annem bir ufak noktayı gözden kaçırmıştı, termosa çay poşeti atmayı unutmuştu, dedik ama ne yapalım kaderimizde buda varmış, bardağımda şeker de vardı gittim bir de limon kestim damlattım içine biraz oh mis gibi sağlıklı şekerli limonlu sıcak suyumu içtim. İkinci seslenişte çay gerçek bir çaydı bu akşam gariplikler silsilesi hakim yahu. Bu arada Özge Hanım' ın (tersi pis olan bağyan) blogunda ilginç bir fotoğrafım yok değil.
NOT : Sürekli yazacak birşeyler çıkıyor aman tanrım!
9 yorum:
selam.iskender ben.yeniden...
yerel bi spor salonunda amatör olarak bodybuildingle ilgileniyorum.üniversite 3 öğrencisiyim.bir apartman dairesinde ev arkadaşımla kalıyoruz.hanım arkadaşlarımız yok.arkadaşlık sitelerinden aradığımızı bulamadık.tanışalım güzelleşelim yazısındaki cici kızlara selam.
bu ne be yukaridaki:D
dun bizim burda da vardi bi terslik ya, hadi hayirlisi..
aferin. çok güzel düşünmüşsün. ama martılara simit atan insanın hayal kırıklığını hissetmen mümkün değil yine de. anlayabiliyor musun beni?
ben bi şiy dicem senin o içtiğin varya bildiğin abdest suyu artı sen teknik sorun bilmiyon guzum bana bi uğra bak maykrosoft gelse kurtaramaz beni ha (bu sondaki "ha", "yoksa ben zurnamıyım ha" dizesini içeren şappur şuppur şiirinden alıntıdır; vurmayın)
puhaha! çay olayına bittim :) özge'nin blogundaki fotona da.. :))
A4 kağıtları hakkında ben de aynı şeyi düşünüp müsvedde kağıtlara başvurmuştum,sonuç seninki gibi olmuştu:)))Hatta bi arkadaşım çok gülmüştü bana:((
annem bodruma döndü,ben de blog dünyasına..biraz saflık biraz şanssızlık buluşunca hayatın pek bir eğlenceli oluyor doğrusu. (ay bu ne samimiyetsiz bir cümle oldu böyle, geri döndüm ya,illa bir yorum yazıcam ya,illa kendimle dalga geçer gibi komik olmaya çalışıcam ya,illa yorumu toparlamaya çalışırken daha da batırıcam ya,illa yazı uzadıkça uzayacak ya,illa yeter artık susucam ya.)
huuuu, nerelerdesiniz emir beycim?
pepinot : tövbe estağfurullaaah.
tuğçe : hayırlısı :)
anlattıkları beni bağlamayan : sanırım anlayamıyorum.
marka : size uzanan eller kırılsın ne haddimize vurmak. :)
şahane : ben de vallahi kendime bittim :)
hanife : ben sonunda başardım ama sanırım. :)
melis : anam bi kessss!
eysean : ardından sizi atacak bir ağabey yoksa problem değil :)
tuğçe : geldim efendim lakin hastayım baya :(
Yorum Gönder